Büyükşehirlerin tarım yatırımları: Yerel yönetimler köyüne dönüyor ama iklim krizini pek de hesaba katmıyor
ANKARA — Türkiye’de seçmenlerin yaklaşık yüzde 80’i büyükşehirlerde yaşasa da bu, tamamının şehirlerde ikamet ettiği anlamına gelmiyor.
Yapılan değişiklikle 2014 yılında büyükşehir kapsamına dahil edilen tarım alanları ve kırsal alanlar büyükşehirlerdeki seçmen demografiğini önemli ölçüde değiştirdi.
Bu nedenle son 10 yıldır büyükşehir belediye adayları hem kentli hem de köylü seçmenlere hitap etmek zorunda ve yerel seçimler yaklaşırken seçim kampanyalarında da sıklıkla görüldüğü üzere kentsel ve kırsal kalkınma projeleri adayların ajandasında benzer yerler tutuyor.
Türkiye’deki 30 büyükşehir belediyesinin başkan adayları, çiftçilerin faydalanacağı halihazırda yaptıkları ya da yapacakları tarım projeleriyle kırsal desteği yanlarına çekme çabasında.
Turkey recap’e konuşan uzmanlarsa hükümetin tarımsal üretime ve istihdama yaklaşımındaki dar bakış açısının ancak sınırlı çözümler sunduğuna dikkat çekiyor. Tarım sektörünün genel iş gücünde hızlı bir azalma yaşadığını hatırlatan uzmanlara göre iklim değişikliğinin getirdiği artan tehlikeler karşısında da durumumuz “hassas”.
Yerel yönetimi üstlenmeye aday olanların gerek geçmiş gerek mevcut seçim kampanyalarında yeterince ele alınmayan bu konularsa ülkenin uzun vadede gıda güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “çapsız” yeşil girişimi
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) de çevreci adımları kapsamında son yıllarda kamusal yeşil alanları genişletmeye çabalıyor. Bu alanların çoğu kent merkezlerinin dışında.
BAKAP parkı, Ankara’nın Gölbaşı bölgesindeki Karaoğlan köyünde kurulan 3,5 milyon metrekarelik “tarım kampüsünü” kapsıyor. Kampüs dahilinde vatandaşlara yönelik parklar ve hizmetler zirai kalkınmaya yönelik çalışmalarla aynı alanda sürdürülüyor.
Bahsi geçen arazi eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından konut arazisi olarak planlanmış, ancak CHP’li Mansur Yavaş’ın 2019’da göreve gelmesinin ardından yeniden tarım alanına dönüştürülmüştü.
Kentte yıllarca büyükşehir belediye başkanlığı yapan AKP’li Gökçek, halefini 810 milyar TL değerindeki arazinin değerini 10 milyar TL’ye düşürmekle ve “çapsızlıkla” suçlamıştı.
Aradan geçen yaklaşık dört yılın ardından BAKAP Tarım Kampüsü’nde yüzlerce dönüm arazi üzerinde meyve, sebze ve tahıl hasadı yapılıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği bilgiye göre proje sayesinde üç yıldır iki milyon tona yakın domates, salatalık, biber, fasulye, patlıcan ve patates ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmış.
Ayrıca ahudududan cevize, elmadan şeftaliye kadar kampüs sınırlarındaki 17 bin 500 adet ağaç da bu yıl meyve vermeye başlamış.
Turkey recap’e konuşan Ankara Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Mekin Tüzün, BAKAP projesinin bir taraftan dar gelirli vatandaşların güvenli gıdaya ulaşımını hedeflediğini, öbür taraftan da “mahsullerini yüksek fiyata mal edip düşük fiyata satmak zorunda kalan Ankaralı üreticiyi yeniden ayağa kaldırmayı” amaçladığını söylüyor.
Turkey recap’in projeyle ilgili görüşlerini ve olası eleştirilerini almak için ulaşmaya çalıştığı Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin muhalif AKP’li ve MHP’li üyeleri ise konuya dair sorulara yanıt vermedi
Yerel projeler ne kadar sürdürülebilir?
Küresel ölçekte, insan kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 18 ila 20’sini 100 şehir üretiyor. Türkiye’nin en büyük iki kenti olan İstanbul ve Ankara da bu şehirler arasında 26 ve 80. sıralarda yer alıyor.
Her iki şehrin de iklim değişikliğine dair eylem planları olsa da çoğu çevresel hedefi tutturmada yetersiz kalıyorlar.
Ankara’daki yeşil projeler çoğunlukla karbon emisyonlarını düşürmek, kömür tüketimini azaltmak ya da kuraklık odaklı su kullanımını teşvik etmeye yönelik girişimlerden ziyade yeşil alanlara odaklanıyor.
Özellikle geçtiğimiz yıllarda ciddi kuraklık tehlikelerinin keskin bir artış gösterdiği Anadolu’da, düşük yağış oranları ve düzensiz su kullanımı gibi nedenlerle sürdürülebilir tarıma yönelik doğrudan tehditler var.
Cadde ve bulvar refüjlerindeki çim kaplamaların yerini taş bahçelerin almasını sağlayan ve böylelikle belediyelerin düzenli sulama ihtiyaçlarını azaltan “kuru peyzaj” gibi bazı ABB projeleri iklim kaynaklı tehlikeleri azaltmayı odağına alıyor.
ABB yerel çiftçilerin organik gübre masraflarının bir kısmını karşılamayı amaçlayan küçük bir proje yürütürken, bir başka araştırma geliştirme ekibi de çiftçileri iklim değişikliğinin ve artan su kıtlığının etkilerinden koruyabilmek adına hidroponik tarım alternatifleri üzerine çalışıyor.
Turkey recap’e konuşan proje ekibinin verdiği bilgiye göre çiftçilerin farkındalığını artırmaya ve giderek daha fazla susuzluk çekecek bir Anadolu’ya hazırlanmalarını sağlamaya yönelik bir program için yaptıkları AB başvurusu da olumlu yanıt bekliyor.
Ancak, yerel yönetimlerin çeşitli kentlerde geliştirdiği ve uyguladığı çeşitli projeler olsa da Berra Zeynep Dodurka ve Osman Savaşkan, Birikim dergisindeki 2021 tarihli makalelerinde bu programların bazı eksikleri olduğuna dikkat çekiyor.
Dodurka ve Savaşkan’a göre sadece üretim ve istihdam kısmına odaklanmak kırsal kalkınmayla ilgili kapsamlı bir bakışa sahip olmayı engelliyor.
“Belediyeler ve Tarım: İmkanlar ve Kısıtlar” başlıklı makalede kamu hizmetlerine ulaşımın yanı sıra sosyal ve kültürel imkanların kısıtlılığına da dikkat çekilirken bu durumun insanların kır ya da kentlerde yaşama tercihlerinde belirleyici olduğunun altı çiziliyor.
Buna ek olarak makalenin yazarlarının dikkat çektiği bir diğer nokta da iklim kriziyle mücadelede çok katmanlı bir planın gerekliliği.
Dodurka, Turkey recap’a yaptığı açıklamada geleneksel tarımın ötesinde agroekolojik çözümler geliştirilmesinin çok daha acil bir şekilde ele alınması gerektiğini söylerken iklim kriziyle mücadele ve daha kapsamlı bir açıdan ihtiyaçların önceliklendirilmesi için merkezi ve yerel yönetimlerin daha uyumlu olması gerektiğini de belirtiyor.
Ama Dodurka’ya göre mevcut yerel planlar en azından hiç yoktan iyi bir çözüm sunuyor.
Büyükşehirleştiremediklerimizden misiniz?
Türkiye’deki büyükşehir belediyelerinin sınırları 2012 yılında kabul edilen ve 2014 yerel seçimlerinin ardından yürürlüğe giren 6360 Sayılı Kanunla il mülki sınırı olarak belirlendi.
“Büyükşehir Yasası” olarak da bilinen düzenlemeyle il sınırları içinde yer alan köyler ve bazı beldeler mahalleye dönüştürüldü, 16.220 köy ve 1.053 belde büyükşehir belediyesinin sorumluluk alanına girdi.
Uzun yıllardır tarım üzerine çalışan gazeteci Ali Ekber Yıldırım’a göre hala bazı sıkıntıları olsa da yapılan değişiklik “parti farkı gözetmeksizin hemen hemen her belediye için tarıma, kırsala daha fazla önem gösterme zorunluluğunu da beraberinde getirdi”.
Turkey recap’e yaptığı yorumda bazı belediyeler tarımsal yatırımlar ve teşvikler konusunda “daha büyük, önemli çalışmalar” yaparken bazı projelerin etkisininse kısıtlı kaldığını belirten Yıldırım’a göre, yine de yerel yönetimlerin konuya daha fazla eğilmek zorunda kalması olumlu bir gelişme:
“Bugün bakıyorum seçim vaatlerine, belediyeler mazot, fide desteği veriyor. Çiftçilere gidip hizmetlerini anlatıyor … Büyükşehirlerde kentin sınırları belediye sınırları olduğu için, İzmir’de bir belediye başkanı Alsancak’taki vatandaşa yönelik nasıl vaatlerde bulunup çalışma yapıyorsa Ödemiş’in köyünde de bunu yapmak zorunda artık.”
Ancak halen daha fazla genç vatandaşın tarlalarda çalışmak yerine şehir merkezlerindeki işleri tercih etmesi Türkiye’deki tarım sektörü için yeni zorluklar doğuruyor.
Resmi verilere göre Türkiye’deki kayıtlı çiftçi sayısı 2010’lu yıllarda yüzde 55 civarında azalırken tarım alanlarının kapsamındaki gerileme de yüzde 5’e ulaştı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin Temmuz 2023 verileri de tarımla uğraşan nüfusun giderek yaşlandığı, genç nüfusun gün geçtikçe tarımdan uzaklaştığını ortaya koydu.
Ankara Büyükşehir Belediyesi de bu eğilimin farkında.
BAKAP projesi kapsamında geçen yıl sadece kadın üreticiler desteklenmiş ancak belediye bu yıl 40 yaş altı genç hayvancıları desteklemeyi hedefliyor.
“Temel odağımız küçük aile işletmeleri,” diyor ABB Kırsal Hizmetler Daire Başkanı Tüzün. “Biz bu aileleri üretimden çıkmasınlar, bulundukları köylerden göç etmesinler diye destekliyoruz. Böylece kırsal kalkınmayı da sağlıyoruz.”
Turkey recap, Türkiye’deki haber medyasını ve gazetecileri desteklemek, ileri taşımak için İstanbul’da kurulmuş bağımsız bir haber platformudur. Turkey recap, kâr amacı gütmeyen bir dernek olan Kolektif Medya Derneği bünyesinde faaliyet göstermekte ve editöryal ekibimiz tarafından hazırlanmaktadır.
Gonca Tokyol, Şef editör @goncatokyol
Diego Cupolo, Genel yayın yönetmeni @diegocupolo
Ingrid Woudwijk, Yönetici editör @deingrid
Verda Uyar, Dijital büyüme yöneticisi @verdauyar
Sema Beşevli, Stajyer editör @ssemab_
Onur Hasip, Stajyer editör @onurhasip
Bu makale, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle hazırlanan çevre raporları dizisinin bir parçasıdır ve hiçbir şekilde Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz.