
“Temaslarımızda halk bize neden geç kaldınız diyor, niye geldiniz demiyor.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Doğu Masası’nın Kurucusu Oğuz Kaan Salıcı, partisinin Kürt nüfusun yoğun olduğu Doğu illerinde yoğunlaştırdığı seçim öncesi çalışmalarını anlatırken bu ifadeleri kullanıyor.
Türkiye henüz bölgeyi sarsan depremleri yaşamamışken, Şubat ayının başında Turkey recap’e yaptığı değerlendirmede CHP’nin “bölgeyle yeniden dinamik bir bağ kurduğunu” söylese de henüz potansiyellerine erişmediklerini kabul eden Salıcı’ya göre CHP, AKP ile HDP arasında sıkışan ve başka bir çıkış arayan vatandaşlara bu imkanı sunmaya çalışıyor.
Ülkenin doğusundaki kentlerde uzun yıllar “tabela partisi” olmakla eleştirilen CHP, bölgedeki oylarını ve desteğini artırmak için bir süredir kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Ana muhalefet partisi Nisan 2021’de kurduğu Doğu Masası’yla Kürt seçmenin yoğun olduğu kentlerde sahaya inerken, belediye başkanları çalıştayı gibi etkinlikleri için de sıklıkla bölgedeki şehirleri tercih ediyor.
Aynı zamanda Mardin, Şırnak, Van, Urfa, Hakkari ve Muş’ta son dönemde Ertuşi, Badıkan, Diri, Şedadi, Dına ile Asi gibi aşiretler CHP’ye katıldı. Bazı aşiret liderlerinin rozetini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bizzat taktı.
CHP’ye katılanlar arasında sadece aşiretler yok. Üç dönem Şırnak Baro Başkanlığı yapan Nuşirevan Elçi de CHP üyesi olan isimler arasında. Elçi, Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) Kurucu Genel Başkanı ve eski Bakan Şerafettin Elçi’nin de yeğeni.
Aşiret ileri gelenlerinin CHP’ye katılmasını “elbette anlamlı bulduklarını ama bunun oy olarak çok büyük rakamlara karşılık gelip gelmeyeceğinin seçimlerde görüleceğini” belirten Oğuz Kaan Salıcı, aşiretleri “bölgede hayatın bir gerçeği” olarak nitelendiriyor:
“Biz sadece aşiretlere yönelik bir çaba içerisinde değiliz ama aşiretleri de göz ardı etmiyoruz” diyen Salıcı, sadece aşiretlerden değil önemli siyasi figürlerden de partisine yönelik katılımlar olmasının seçimden çok önce başlayan bir süreç olduğunu söylüyor ve “katılımları memnuniyetle karşılıyoruz” diye ekliyor.
CHP, bölgedeki aşiretlerin partiye gösterdiği ilgiden memnun olsa da, geçen yıl Eylül ayında Diyarbakır’da Turkey recap’e konuşan bir HDP yöneticisi aşiretlerin destek açıklamalarının her zaman blok oy anlamına gelmeyeceği uyarısında bulunuyordu.
Uzun yıllardır Diyarbakır’da avukatlık yapan ve aktif siyasetin içinden gelen Mehmet Kaya da benzer şekilde düşünüyor. “Son yarım asırda Kürt uluslaşma sürecinden rahatsız olan devlet, aşiret olgusunu hem kullanıyor hem de devamını istiyor” diyen Kaya’ya göre, bu devlet politikası siyasi partileri de etkiliyor ve onlar da “Kürt seçmenin desteğini almak için aşiretlerin ayağına gidiyorlar”.
Rawest Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Roj Girasun ise aşiretlerin son bir yıl içerisinde CHP’ye artan ilgisinin bölgedeki güç değişiminin bir işareti olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor:
“Aşiretler geçmişten bugüne özellikle merkez sağ partilerle Kürt siyaseti arasında gidip geliyordu. CHP’nin giderek güçlenmesi bu aşiretleri CHP’ye yönlendirdi. Bunu güç algısının değişmesine bağlıyorum. Aşiretlerin seçmenin kararı üzerine halen büyük bir gücü yok ama CHP’ye katılım bölgedeki güç değişimlerinin bir işareti.”
Rawest Araştırma’nın geçen yıl Haziran ayında Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Van’da yaptığı araştırmaya göre AKP’nin 2018 seçimlerinde bölgede yüzde 34,7 olan oyu yüzde 23,8’e düşerken HDP’nin oy oranında kayda değer bir değişim yaşanmamıştı. CHP ise bölgedeki oyunu yüzde 2,7’den yüzde 9,8’e çıkarmış ve araştırma şirketinin yaptığı anketlerde ilk kez oy kullanacak genç Kürt seçmen arasında ikinci parti olmuştu.
Roj Girasun, CHP’nin bölgede oylarını artırmasının hem ideolojik hem de dönemsel nedenleri olduğuna inanıyor. “CHP’nin kendi mahallesinin dışına açılması bunu kolaylaştıran etkenlerden biri” diyen Girasun, şöyle devam ediyor:
“Kendi klasik tabanları dışında Kürt mahallesine, muhafazakâr mahalleye açılmalarını Kürt seçmen uzun zamandır izliyor ve beğeniyordu ama bu bir desteğe dönüşmüyordu. 2019 seçimleriyle beraber HDP’nin isteği üzerine Kürt seçmen CHP’ye oy verdi. Bu taktiksel bir oydu. Ama zaman içerisinde destek kalıcılaşmış görünüyor. Bu hamle, Kürt seçmen ile CHP arasındaki buzları eritti.”
Rawest Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı, CHP’nin muhalefetin toplamı içerisinde en güçlü muhalefet partisi olmasının ve iktidara en yakın parti olarak konumlanmasının da oyları artırdığı yorumunda bulunuyor.
CHP bölgede oylarını artırsa da “Daha alacağımız çok mesafe var” diyen Oğuz Kaan Salıcı ise partisi tek başına iktidar olsa dahi bölgeden siyasi temsilci çıkarılamaması ya da anlamlı bir oy sayısına ulaşılamaması halinde bunun CHP için “eksiklik” olacağı nitelendirmesinde bulunuyor.
Öte yandan CHP’nin artık “Kürt meselesine daha yakın bir mesafede durmaya başladığı” yorumlarına dair de konuşan Salıcı, partisinin siyasi geleneğinin “Kürt meselesini açıklıkla konuşan, tartışan, raporlaştıran, bunu kamuoyu ile paylaşan bir geleneğe sahip olduğunu” savunuyor.
“Cumhuriyet Halk Partisi, Kürt meselesine dair hiçbir zaman inkarcı bir noktada olmadı” diyen Salıcı’ya göre, CHP’nin 2013-2015 arasında yürütülen çözüm süreciyle ilgili eleştirilerinin anlamlı olduğu zamanla ortaya çıktı:
“Temel eleştirilerden biri bu meselenin parlamentodan çözülmemesine yönelikti. Bugün geldiğimiz noktada başka partiler de aynısını söylüyor.
Sürecin en başında Kemal Kılıçdaroğlu sürece destek verdiğini söylediğinde iktidar ‘bizim senin kredine ihtiyacımız yok’ demişti. Biz meseleyi Türkiye’nin çözülmesi gereken temel meselelerinden birisi olarak görüyoruz. Ama karşımızda bunu oy devşirmenin yolu olarak gören bir iktidar vardı.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, gazeteci Günel Cantak'ın "Bay Kemal ve İttifakları" adlı belgesel serisine geçen yıl yaptığı açıklamada çözüm süreci için HDP’nin muhatap alınması gerektiğini söylemişti. Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin ardından cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “çözümün doğal adresinin TBMM olduğu” yorumunda bulunurken, parti yöneticileri ise İmralı’nın da sürece dahil edilmesi gerektiği değerlendirmesini yapmıştı.
HDP, çözüm süreci için İmralı’yı işaret etse de PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 2019 yerel seçimlerinden önce son dakika yaptığı “tarafsızlık” çağrısının metropollerdeki Kürt oyları üzerinde keskin bir etkisi olmamıştı. Özellikle İstanbul, İzmir, Adana ve Mersin gibi kentlerde CHP adayları Kürt seçmenlerden ciddi oranda oy aldı.
TEAM Araştırma Genel Direktörü Ulaş Tol, CHP’nin büyükşehirlerdeki varlığının Kürt seçmenler üzerinde olumlu etki yarattığını kabul etse de, Turkey recap’e yaptığı açıklamada CHP’nin bölgedeki başarısında başka faktörler de olduğuna dikkat çekiyor.
“Cumhur İttifakı, son iki senede en çok oy kaybını Kürt seçmenler arasında yaşadı” diyen Tol, şöyle devam ediyor:
“Ekonomik durumdaki kötüye gidiş insanların Cumhur İttifakı’nı terk etmesinin ana sebeplerinden biriydi ve Kürt seçmenler de bu durumdan en kötü etkilenenler arasında.
Deneyimli araştırmacıya göre, hükümetin Kürt meselesine yönelik “problemli” politikaları ve yaklaşımları sürdürmesi halinde bir zamanlar AKP’ye oy veren Kürt seçmen Batı’daki AKP seçmenine kıyasla çok daha hızlı şekilde yüzünü CHP’ye dönebilir.
Rawest Araştırma’dan Girasun da CHP’nin şu anda hem HDP’ye hem de AKP’ye oy verdiğini söyleyen Kürtlerin ikinci partisi konumunda olduğunu belirterek bu durumun ana muhalefet partisini her taraftan oy alabilecek bir parti haline getirdiğini söylüyor.
“CHP’nin AK Parti’deki Kürtlerin de ikinci bir parti olmasının sebebi, Kürtlerde sekülerlik ile muhafazakarlık gerilimin Türk seçmene göre daha az olduğunu gösteriyor” diyen Girasun, Millet İttifakı’nın aylar süren beklemeden sonra açıklanan cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Kürt seçmen tarafından beğenildiğini, ilgiyle takip edildiğini ifade ediyor.
“Şimdi bu beğeni bir oy desteğine değişmeye başladı” diyen Girasun’a göre, “Kürtlerin CHP’nin kurumsal aklına duyduğu güven ile Kılıçdaroğlu’na duyduğu güven arasında bir makas” var.
Kürt seçmenin Kılıçdaroğlu’na, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na ve İstanbul Milletvekili Mehmet] Bekaroğlu’na partinin “kurumsal hafızasından uzak” bir değerlendirmeyle güven duyduğunu kaydeden Girasun, “Bu ikisini ayırt etmek lazım” notunu düşerek sözlerini sürdürüyor:
“Ama CHP’nin içerisindeki değişimin kalıcı olduğuna henüz ikna olmuş değiller. Bu değişimin aktörler üzerinden olduğunu düşünüyorlar. Bu aktörlerin CHP’de çok istenmediğine inansalar da Kürt seçmenle CHP arasındaki o tarihsel hafıza biraz törpüleniyor.”
Kılıçdaroğlu, 2021 yılının sonunda Şanlıurfa’ya giderek eşi ile iki oğlunun AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından öldürüldüğü iddiasıyla oturma eylemi yapan Emine Şenyaşar’ı ziyaret etmiş, geçen yıl Ağustos ayında da ‘Helalleşme Buluşmaları’ adını verdiği ziyaretlerin bir parçası olarak 34 kişinin bombalanarak öldürüldüğü Roboski’ye giderek "Bu olayı aydınlatmak için geldim" demişti.
Avukat Mehmet Kaya, CHP’nin bölgede oylarını artırmasını bu adımların yanı sıra partinin Suriye tezkeresine ret oyu vermesi ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yapılan ziyaret gibi yaklaşımlarına da bağlıyor.
“CHP lideri ve yöneticilerinin Kürt sorununu bir Türkiye sorunu olarak gördüklerine, bunu Meclis zemininde çözeceklerine dair açıklamaları da başlıca önemli etken” diyen Kaya’ya göre Kürt seçmen bu gelişmeleri “CHP’de bir değişim” olarak okuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu şahsında sergilenen siyasi pratiğin henüz bir tutum belgesine yansımadığını, HDP'yle diyalog kanallarının etkin ve elverişli bir siyasi zemine oturmadığını ifade eden Kaya bu durumun kuşkuyla karşılandığını belirterek ekliyor:
“Seçime az süre kaldığını düşünürsek CHP daha güven verici adımlar atmalı…”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın ortak cumhurbaşkanı adayı olarak ilan edilmesinin ardından HDP’yi ziyaret edeceğini söylemiş, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da adaylığını kutlamasının ardından beklediklerini ifade etmişti.
Millet İttifakı’nın ikinci büyük ortağı İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ittifakta yaşanan kısa süreli aday krizi sonrası yaptığı açıklamada CHP’nin HDP ile görüşebileceğini ancak kendilerinin bulunduğu masaya ise “asla getiremeyeceğini” söylemişti.
Kılıçdaroğlu’nun bu hafta HDP’yi ziyaret etmesi bekleniyor.
Team Araştırma’dan Ulaş Tol’e göre, ismi adaylar arasında geçen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve İyi Parti lideri Akşener’e göre “daha az bagajı” olması onu Kürt seçmenler nezdinde daha kabul edilebilir yapsa da Kılıçdaroğlu ile Kürt seçmen arasında doğrudan duygusal bir bağdan söz etmek mümkün değil.
“Aday Kılıçdaroğlu değil de İmamoğlu da olsaydı benzer bir şekilde karşılanırdı” diyen Tol, Kürt siyaseti nezdinde verilen desteğin isimlere yönelik olmadığının altını çiziyor. “Bu daha kolektif bir tutum. HDP’nin ortak adayı desteklemesi konusunda seçmenler açısından çok fire olacağını düşünmüyorum.”
HDP’li olmayan Kürt seçmenin ne yapacağının ise AKP’nin ne yapacağına bağlı olduğunu belirten araştırmacıya göre hükümetin Kürt politikasına yönelik bir rahatsızlık karşısında bu seçmenin CHP adayını destekleme ihtimali kuvvetli.
“Bu kesimin dindarlık düzeyinin yüksek olması CHP adayını desteklemeleri noktasında bir handikap yaratabilir ama AKP’den kopan Kürtlerin Erdoğan’ı destekleyeceğini düşünmüyorum, en kötü ihtimalle oy kullanmazlar.”
Gonca Tokyol habere İstanbul'dan katkıda bulundu.
Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Henüz abone olmadıysanız ücretsiz olarak abone olabilirsiniz.
Destek olmak için aşağıdaki linke tıklayın.
Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com
Nida Kara, Freelance gazeteci @Kara__Nida
Erman Çete, Gazeteci @ermancete