İSTANBUL - İstanbul’daki kayıt dışı atık toplayıcılar onlarca yıldır kentteki çöp bidonlarının asıl sahipleri. Onları sabah evden çıktığınızda ya da akşam işten dönerken gruplar halinde veya tek başlarına, arkalarında çekçeklerle görmek mümkün.
Kentin dört bir yanındaki çöp bidonlarında biriken ya da apartmanların önlerine bırakılan çöpleri ayrıştırıp atık malzemeleri satarak gelir elde ediyorlar. Sadece İstanbul’da yoklar, Türkiye genelinde 500.000 kişinin atık toplayarak geçindiği düşünülürken 2022 yılında ülkedeki geri dönüşümün yüzde 80’i de bu kişiler tarafından gerçekleştirildi.
Hükümet atık toplayıcıların kayıt altına alınması için aynı yıl bir girişim başlattıysa da uygulamaların sertliği nedeniyle bu programın etkisi kısıtlı oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi först leydi Emine Erdoğan’ın hakkında kitap yazdığı ve gündemindeki en önemli konulardan biri olan Sıfır Atık projesi ise ülkedeki atık ve geri dönüşüm sektörü ile bu sektörden elde edilen gelirleri kayıt altına almaya yönelik çalışmalara devam ediyor.
Proje kapsamında çöp varilleri bazı noktalarda toplayıcıların ulaşmasına imkan vermeyecek şekilde yerin altına yerleştirilirken geri dönüşümün bir parçası olması umulan Sıfır Atık logolu konteynerler ise birçok noktada hala çöp kutusu olarak kullanılıyor. Yine de resmi veriler Sıfır Atık projesinin son yıllarda ülkedeki geri dönüşüm oranına katkı sunduğunu gösteriyor.
Öte yandan her yeni günle birlikte kayıt dışı atık toplayıcıların çalışma alanları devletçe daha çok ele geçiriliyor. Sıfır Atık projesinin ülkedeki geri dönüşüm problemini çözmekte yetersiz kalacağını savunan atık toplayıcıların talebi ise mesleklerinin devlet nezdinde tanınması.
İstanbul Vefa’da bir atık deposunun sahibi olan Ramazan Ağıl devletin sunduğu projeyi “derenin suyunu kendine çevirmek” olarak nitelendirirken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri ise Turkey recap’in görüş taleplerini yanıtsız bıraktı.
Dönüşen geri dönüşüm
Tanıtımı Emine Erdoğan tarafından yapılan ve dönemin Çevre Bakanı, bugünün ise AKP İstanbul adayı Murat Kurum tarafından desteklenen Sıfır Atık projesi, hükümetin çevre politikalarının da temelini oluşturuyor.
Program, atıkların azaltılması ve atık yönetim süreçlerindeki ekonomik kazanımların artırılması amacıyla çeşitli girişimleri kapsıyor. Sıfır Atık projesinin bir diğer çıktısı da 2020 yılında genel atık dönüşüm oranı bakımından OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alan Türkiye için hazırlanan atık yönetim kılavuzları.
Türkiye halklarının Sıfır Atık projesiyle tanışması, 2019 yılında tek kullanımlık naylon poşetlerin ücretlendirilmesiyle oldu. Bu uygulamayla atık naylon poşet oranları düşerken atık yönetimine olumlu etkileri görülen proje, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) gibi uluslararası kurumlardan da övgü topladı.
Belirli bölgelerde projeler geliştirmek için yerel kurumlarla ortaklıklar da kuran UNDP Türkiye ofisinin paylaştığı verilere göre ağaçları koruyup su kirliliği ve sera gazı emisyonlarını azaltarak çevrenin korunmasını sağlayan Sıfır Atık projesi 2023 yılı başına kadar Türkiye ekonomisine 3,5 milyar dolar gelir sağladı.
Fon fırsatları
Fatih’in Vefa semtinde depo sahibi olan Adem’e göre, Sıfır Atık projesi hem iyi sonuçlar veriyor hem de kötü. Ama girişimden dışlandıklarını düşünen atık toplayıcıların büyük oranda zararına.
Sektördeki diğer işçilerle birlikte Sıfır Atık projesinin kayıt dışı geri dönüşüm işçileri üzerinde daha fazla yasal düzenleme ve ceza anlamına geldiğinden şikayet eden Adem, “Sıfır Atık projesiyle işlerimiz büyük zarar gördü” diyor.
Turkey recap’e konuşan birçok kayıt dışı toplayıcı da yeterli sayıda araç ve çalışana ulaşmadan devreye alınan özel atık şirketlerinin personel ve bilgi eksikliği nedeniyle geri dönüştürülebilir malzemeleri ayrıştırmadan çöp sahalarına attığını iddia ediyor.
Geri Dönüşüm İşçileri Derneği Başkanı Ali Mendillioğlu’na göre tüm bu yaşananlar “Türkiye’ye yönelik bir stratejinin parçası”: Asıl mesele çevre değil, Sıfır Atık projesi atık endüstrisini “rahatsız ediyor”.
“Bu işten tek rahatsız olmayan AB’nin kredilerini alan iktidar” diyen Mendillioğlu, Sıfır Atık gibi yeşil girişimlerin yabancı fonları almada hayli kullanışlı olduğuna inanıyor.
Yerli ve milli proje, ithal çöp
Geri dönüşüm sektörü hakkında yazılar da kaleme alan işletme sahibi ve kimya mühendisi Ayşe Sevgi Sezer, sektörün Türkiye’de önemli bir ekonomik potansiyele sahip olduğunu ve iş fırsatları yaratabileceğini söylüyor.
Ne var ki Sezer’e göre Sıfır Atık projesi mevcut haliyle “geri dönüşümü baltalıyor” ve sektördeki işleri azaltarak “işsizliğin üzerine yeni bir kambur ekliyor”.
“Geri dönüşümde çok güzel para olduğunu başımızdakiler keşfetti,” diyor Sezer.
“Belediyeler, özellikle AKP’li belediyeler [ihaleleri] tanıdıklarına vermeye başladılar. Tekelleşme oluşunca fiyat düşer, sömürü artar. Atık toplayıcılar atıklara ulaşamıyorlar, ulaşanlar ise eskisinden daha kötü ekonomik koşullarda çalışmaya zorlanıyor.”
Atık toplayıcıların elde ettiği karı azaltan bir diğer faktör ise geçtiğimiz yıllarda uluslararası basında da manşetlere taşınan “Avrupa’nın çöplüğü Türkiye” konusu.
Bu atıkları işleyip insanlar veya çevre için tehlikeli olabilecek yollarla bertaraf eden özel şirketlerin sağladığı karın yanısıra atık ithalatının raporlara pek yansımayan bir yönü daha var.
Çöpüne Sahip Çık Vakfı Genel Müdürü Emrah Bilge, Sıfır Atık programı kapsamında faaliyete geçecek geri dönüşüm tesislerini beslemek için yurt içinde yeterli miktarda geri dönüştürülebilir malzeme toplanmadığını söylüyor. Bu yüzden de Türkiye “çöp ithalatına mecbur.”
Turkey recap’e konuşan Bilge, “Belli yatırımlarla faaliyet gösteren tesislerin kapasiteleri var ve bu kapasitelerini çalıştırmaları gerekiyor,” diyor. “Türkiye’de bu tesislerin tam kapasite çalışmasına yetecek atık toplanmıyor.”
Bilge, sorunun Türkiye’de üretilen çöp miktarı olmadığını, asıl meselenin yerinde ayrııştırma konusundaki eksiklik olduğunu, çöplerin ve geri dönüştürülebilir malzemelerin ister evlerde ister ofislerde ister sokaklardaki çöp bidonlarında olsun, kaynak noktalarında yeterli şekilde ayrıştırılmadığını ifade ediyor.
“Bakanlık çalışma yapıyor, yüz binlerce insana eğitim veriliyor, kamu spotları yayınlanıyor fakat yerinde ayrıştırmada yüzde 13 seviyesindeyiz. İstenen seviye bu değil,” diyor Bilge.
İş fırsatları
Çevre Bakanlığı geri dönüşüm oranlarını artırmaya yönelik çalışmalarını sürdürürken kayıt dışı atık toplayıcılar ise Türkiye’nin atık yönetimi dönüşümündeki rollerini vurgulayarak istihdam talep ediyor.
Türkiye’de atık toplayıcılığı uzun yıllar boyunca iş imkanlarının az olduğu güneydoğu kentlerinden gelen işçiler tarafından yapılırken son zamanlardaysa göçmenler arasında yaygın bir istihdam kaynağı haline geldi.
Ümraniye’nin Dudullu semtindeki bir atık deposunun sahibi olan Mustafa Ay, atık ayrıştırma konusundaki mevcut yetersizliklerden dem vuruyor. Ay’a göre, halihazırda mesleği ve çeşitli plastik türlerini bilen kayıt dışı atık toplayıcılar resmi pozisyonlarda daha fazla istihdam edilmeli.
“Belediyeler bu işi yapamıyorlar. Biz olmadan olmaz. … Biz bu bilgiyi çocukluğumuzdan beri bu işin içinden geldiğimiz için edindik.”
Ay, Sıfır Atık projesi kapsamında ilk düzenlemeler hayata geçirildikten sonra yetkililerin depolara baskınlar düzenlediğini, çalışmalarını engellemeye çalıştıklarını hatırlıyor. Ancak yaşananlara rağmen belediye yetkilileri son aylarda kayıt dışı atık toplayıcılarla giderek daha fazla işbirliği yapmaya başlamış.
Ümraniye Belediyesi ile görüşmelerinin sürdüğünü belirten Ay, yöneticilerle birlikte çalışabileceklerini umuyor:
“Bizim elimizden işi alıp ondan sonra onlar yapamadılar. Binlerce atık işçisi arı gibi akşama kadar titizlikle çalışarak geriye hiçbir şekilde atık kalmayacak şekilde çalışıyor.”
Atık toplayıcılara bu mesleği nasıl seçtikleri sorulduğunda çoğunlukla başka alanlarda yeterli iş imkanlarına ulaşamadıkları için İstanbul’a geldiklerini anlatıyorlar. İstekleri, sektör resmiyet kazanacaksa çalışanların koşullarının da emeklilik ve diğer işçi haklarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi.
“Bizim memlekette [Siverek’te] binde bir emekli insanımız yok,” diyor Ay. “Ailemizde emekli yok, doğru düzgün bir gelir yok.Tarım, hayvancılık var, o da ölmüş durumda. O yüzden hep birlikte nasıl çalışacağımız üzerine çalışmamız lazım.”
Bu haber Oğul Köseoğlu tarafından çevrilmiştir.
Turkey recap, Türkiye’deki haber medyasını ve gazetecileri desteklemek, ileri taşımak için İstanbul’da kurulmuş bağımsız bir haber platformudur. Turkey recap, kâr amacı gütmeyen bir dernek olan Kolektif Medya Derneği bünyesinde faaliyet göstermekte ve editöryal ekibimiz tarafından hazırlanmaktadır.
Gonca Tokyol, Şef editör @goncatokyol
Diego Cupolo, Genel yayın yönetmeni @diegocupolo
Ingrid Woudwijk, Yönetici editör @deingrid
Verda Uyar, Dijital büyüme yöneticisi @verdauyar
Sema Beşevli, Stajyer editör @ssemab_
Onur Hasip, Stajyer editör @onurhasip
Bu makale, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle hazırlanan çevre raporları dizisinin bir parçasıdır ve hiçbir şekilde Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz.