Turkey recap Türkçe

Share this post

Diyarbakırlı depremzedelerin çifte felaketi

turkeyrecapturkce.substack.com
Recap dosya

Diyarbakırlı depremzedelerin çifte felaketi

İnanç Yıldız
Feb 20
Share this post

Diyarbakırlı depremzedelerin çifte felaketi

turkeyrecapturkce.substack.com
© İnanç Yıldız

Türkiye’yi ve bütün dünyayı derinden etkileyen Kahramanmaraş depremi bölgede büyük bir yıkım yarattı. Son açıklanan sayılara göre on binlerce insan hayatını kaybederken, yüz binlerce kişi de yaralandı. Yıkımın boyutları depremde sadece evlerini kaybedenlerin durumunun arka planda kalmasına sebep olurken, Diyarbakır’da evlerine dönemeyen aileler ise artan kiralar karşısında ev sahiplerinin insafına bırakılmamayı umuyor.

Deprem öncesi kentin farklı noktalarına Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından asılan “Kimseyi sokakta bırakmayacağız” posterleri depremle birlikte yeni bir anlam kazansa da, Turkey recap’e konuşan Diyarbakırlılar bu sözün altının doldurulamadığını düşünüyor. 

Yüzlerce binanın oturulamayacak hale geldiği kentte kiraların fahiş düzeylere çıkması sebebiyle depremzedelerin bazıları köyüne, bazıları ise yakınlarının yanına taşınmış. Böyle bir imkanı olmayan ailelerse aradan iki haftadan uzun süre geçmesine rağmen hala çadırlarda yaşıyor.

Depremde oturduğu binanın kolonları yapısal zarara uğrayan Songül Kalkanlı, yaşanan afetin sokakta bıraktığı Diyarbakırlılardan sadece biri. An itibariyle Diyarbakır Stadyumu’nda kalan Kalkanlı, eşyalarınıysa annesi ve yengesinin evlerine taşıdığını söylüyor. 

“Eşyalarımızı bırakmak zorundayız. Çünkü konaklayacak bir yerimiz yok” diyen Kalkanlı, an itibarıyla stadyumda depremzedelerin gıda ve konaklama ihtiyaçlarının karşılandığını belirtiyor ama ekliyor: “İlgileniyorlar ama nereye kadar devam edecek bilmiyoruz. Perişan durumdayız.”

Kalkanlı’nın bir sitemi de ev sahiplerine. Diyarbakır’da deprem sonrasında kiraların asgari ücretle çalışan eşinin karşılayamayacağı seviyelere çıktığını belirten üç çocuk annesi kadın, ‘fırsatçılık’ olarak değerlendirdiği durumla ilgili “Ev sahipleri kiracısını çıkarıp 5-6 bin liraya kiracı bulmaya çalışıyor. Ev taşıyan nakliyeciler için de durum böyle. İsyanlardayım ama kime ne diyebilirim ki. Eşim tek başına çalışıyor, beş nüfusa bakıyor. Devletin bize el vermesi, yardımcı olması lazım” çağrısında bulunuyor.

© İnanç Yıldız

Turkey recap’a açıklama yapan Diyarbakır Emlak Komisyoncuları ve Müşavirleri Derneği Başkanı Mustafa Koç da deprem sonrasında kentte bir “emlak fırsatçılığı” yaşandığını onaylıyor. Kentteki kiraların deprem sonrasında yaklaşık üç katına çıktığını belirten ve halkın bir kez daha mağdur edildiğini kaydeden Koç, yaşanan kötü durumu istismar eden üyelerinin tespit halinde ihraç edileceğini söylüyor:

“Üyelerimiz yüksek kira talep eden mal sahibinin kiralama ve satma işine aracılık etmemeli. Vatandaşlarımızdan ricam afaki kira bedelleri ile ilgili makamlara şikayette bulunmaları. Her kim olursa olsun gerçekdışı kira bedeli talep edenlerin cezalandırılması hususunda elimizden gelen özeni mutlak suretle bizde göstereceğiz.”

Depremin ardından barınma sorunu yaşayan bir diğer isim olan Sacide Söylemez ise yaşananlar karşısında çaresiz. Oturduğu binada meydana gelen hasarın oluşturduğu risk yüzünden eşyalarını topladıklarını ve dışarıya çıkardıklarını ama nereye götüreceklerini bilmediklerini ifade eden Söylemez eşinin asgari ücretle çalıştığını belirterek “Asgari ücretin ne kadar olduğunu biliyorsunuz. Bunu kiraya mı vereceğim, yiyecek miyim, nasıl yapacağım?” diye soruyor.

Binada çatlaklar oluşması sebebiyle evinden taşınmak zorunda kalan Süphan Turhan da yaşananları “trajedi” olarak nitelendirip günlerce camide kaldıklarını, şu anda da evlerini köye taşıdıklarını anlatarak söze başlıyor ve şöyle devam ediyor:

“Birçok eve baktık, kiralar çok pahalı. Bakıyorsun, 9-10 bin lira. Bir tanesinde adam önce 3,500 lira dedi, sonrasında 7,000 liraya yükseltti. Nereye gitsek böyle. Bu insafsızlıktır artık. Deprem olmuş, o kadar insan ölmüş… Bu yapılan hiçbir şeye sığmıyor. Hiçbir insan öyle yapmaz. Yabancılar yardım ederken, bizim kendi halkımız bize zulüm ediyor resmen.”

Yaşanan depremde Diyarbakır’da yedisi kent merkezinde olmak üzere toplam 22 yapı çöktü. Çevre İl Müdürlüğü’nün sürdürdüğü hasar tespit çalışmaları ise zararın çok daha geniş kapsamda olduğunu gösteriyor. Şimdiye kadar yapılan tespitlere göre kentteki 1,044 binanın orta hasarlı, 1,110 binanın da acil yıkılacak kadar ağır hasarlı olduğu belirlendi.

Zeynep Yücel © İnanç Yıldız

Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun 18 Şubat’ta açıkladığı verilere göre; deprem sebebiyle 409 kişinin hayatını kaybettiği ve 902 kişinin de yaralandığı kentte, yaşananlardan etkilenen çok sayıda vatandaş ya köyüne gitti ya da şehir dışına çıktı. 

Kentte kalanların barınması için ilk etapta ağırlıklı olarak okullar, camiler, tren vagonları, kent stadyumu, spor salonları ve çeşitli tesisler kullanılırken, AFAD ve Kızılay da kentin çeşitli noktalarına çadırlar kurdu. AFAD verilerine göre kent geneline kurulan 2,813 çadırda 5,289 kişi yaşıyor. Deprem nedeniyle kent genelindeki çeşitli noktalarda barınanların toplam sayısıysa 21,858. 

AFAD’ın evleri depremde ağır hasar gören vatandaşlar için Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yanına 675 konteynerlik bir barınma alanı kurması için hazırlıklar sürse de, evleri depremde ağır hasar gören Serkan Yaprak ve ailesi şimdilik üç aileyle daha paylaştıkları bir çadırda yaşıyor. Toplamda 17 kişi olduklarını belirten Yaprak, şunları anlatıyor: 

“O kadar yardım Diyarbakır’a gelmiş. Bunlara ne oldu, anlamadık. Bize eski battaniye getirdiler, kabul etmedik, gittik evden getirdik. Ne ayakkabı ne elbise hiçbir şey yok. Üzerimdeki mont akşam soğuktan dolayı yaktığımız ateşin dumanı yüzünden siyah oldu, kimse halimi sormuyor. Evimiz hasarlı, ‘çıkın’ dediler, ev de yok, ne yapacağız bilmiyorum.” 

Şeker ve tansiyon hastası olan Zeynep Yücel’inse vücudunun birçok yerinde yaralar olmuş, topallayarak yürüyor. Evleri hasar gördüğü için bir çadırda 18 kişi yaşadıklarını belirten Yücel de yardımların kendilerine ulaşmadığından şikayetçi. Çadırlarının yer aldığı Sümer Park’ta elektriğin zaman zaman akşamları kesildiğini belirten Yücel, ısınmak için sabaha kadar ateş başında oturduklarını söylüyor:

“Hava soğuk, sabaha kadar yatmıyorum. Odun da vermiyorlar, karton falan toplayıp yakıyoruz. Burada hiç kimse bize toksunuz, açsınız demiyor. Canları istediğinde yardım yapıyorlar. Çadırımızda iki üç tane eski battaniye var, onları da akrabam dışarıdan getirdi. Yardım ediyoruz diyorlar, hani yardım? Yardım etmiyorlar abi, gerçekten yardım etmiyorlar.”

© İnanç Yıldız

Yücel’in anlattıklarına göre yardım sadece yetersiz değil, aynı zamanda organize bir şekilde de dağıtılmıyor: 

“Ev var 4-5 karton alıyor, ev var hiç almıyor, ev var bir tane alıyor. Bazıları battaniyeleri alıyorlar, akşam kendi evlerine bırakıp sonra boş çadırda yine yardım istiyorlar. Biz de Türkiye’nin vatandaşıyız, herkese eşit davransınlar, herkesi bir tutsunlar.”

Kentin çeşitli noktalarında kalan depremzedelerin neredeyse hepsi için yaşam koşulları ağır olsa da, durum mülteciler için çok daha kötü. Kentteki mültecilerin bazılarına çadır dahi verilmemiş. 

Koşuyolu Parkı’nda daha çok derme çatma şekilde kurulan çadırlar var, içlerinden biri biri battaniyelerin dikilmesiyle yapılmış. Çadırda kalan Kürt mülteci aile konuşmaya çekiniyor: “Konuşursam Suriye’ye gönderirler. Artık orada yaşayamayız. Söyleyecek çok şey var ama konuşmaya korkuyorum.” 

Suriye’den Türkiye’ye 11 yıl önce sığınan Kellali ailesiyse ülkeye gelmelerinin ardından Şanlıurfa’da kendilerine verilen ve beş yıl boyunca evleri olan çadırı kullanıyor. Aile, altı yıl boyunca sakladıkları çadırı deprem sonrası tekrar kurmuş.

Deprem sonrası evlerinin oturulmayacak duruma geldiğini belirten Abdulmelik Kellali, “Deprem sonrası buraya geldik, baktık çadır yok, sakladığımız çadırı kurduk. Evimizde de çatlaklar oldu, yetkililer gelip baktı, ‘burada oturamazsınız’ dedi. Güvenli bir yer bulana kadar artık buradayız” diyor.

Layika Şin © İnanç Yıldız

Evine girmeye korkan Layika Şin ise, Sümer Park’ta kurulan çadır alanında kalıyor. Ancak kendisi ve ailesi için çadır istese de buna yanıt verilmemiş. Bir yardımsever ise ona bir kamp çadırı kurmuş. Oldukça küçük olan bu çadırda oğluyla kalan Şin, dondurucu soğuk havanın etkili olması yüzünden ısınamıyor. Şu an orada kalsa da aklı Hatay’da evi yıkılan gelini ve çocuklarında. Çünkü onlar da Diyarbakır’a geliyor ve nasıl yapacağını bilmiyor.

Çadırı kamp çadırı olduğu için AFAD tarafından dağıtılan yardımlardan da doğru düzgün yararlanamadığını söyleyen Şin, kendisine çadır verilmesini isteyerek, şunları dile getiriyor:

“Bir tane battaniye verdiler, o da yündü, astımın vardı geri verdim. Terlikle gelmişim, bana ayakkabı vermediler. Görüyorum, herkese dağıtıyorlar. Söylüyorum, ‘bu çadıra vermiyoruz.’ Niye, sebep nedir? Bu çadıra vermiyorlar. Böyle ortada rezil olduk. Biz de buranın halkıyız. Biz buranın halkı değil miyiz? Eğer buranın halkı değilsem o zaman haklılar. Ettim etmedim bana çadır vermedi. Vallahi benle çocuğum sabaha kadar soğuktan uyuyamıyoruz.”

Diyarbakır’da yurttaşların sorunlarının çözümü noktasında birçok sorun yaşansa da, bu sorunları çözmek için ülkenin dört bir yanından yardım ulaştıranlar da var. Bunlardan birisi de İzmir’den yola çıkan yardım TIR’larıyla Diyarbakır’a gelen Hasan Cantürk. 

AFAD’ın yardımları çadırlarda kalanlara ulaştırdığını ve bunun yetersiz kaldığını görmeleri sonrası kendi çabalarıyla yardıma başladıklarını belirten Cantürk, “Bugünleri el ele aşacağız” diyor: 

“Bir şeyleri bir yerden beklemektense elimizden ne geliyorsa onu yapmaya çalıştık. Şu günlerde kimin elinde ne geliyorsa onu yapmasını istiyoruz. Yardımsa yardım, evini açmaksa evi açmak. Başka bir şey istemiyoruz…”


Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Henüz abone olmadıysanız ücretsiz olarak abone olabilirsiniz.

Abone olun

Destek olmak için aşağıdaki linke tıklayın.

Destek olun

Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com

Nida Kara, Freelance gazeteci @Kara__Nida

Erman Çete, Gazeteci @ermancete

Share this post

Diyarbakırlı depremzedelerin çifte felaketi

turkeyrecapturkce.substack.com
A guest post by
İnanç Yıldız
Freelance journalist
Comments
TopNew

No posts

Ready for more?

© 2023 Turkey recap Türkçe
Privacy ∙ Terms ∙ Collection notice
Start WritingGet the app
Substack is the home for great writing