Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, yaklaşık 6 milyon oyu olan ve 24 Haziran 2018 seçimlerinde yüzde 11,70 oranında oy alan HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açtı. Kapatma davası iddianamesinde 451 HDP’li siyasetçi için siyaset yasağı ve partiye hazine yardımının kesilmesi de istendi.
HDP, hakkında kapatma davası açılan ilk Kürt partisi değil. 1990’lı yıllardan bugüne ilki HEP (Halkın Emek Partisi) olmak üzere yedi Kürt partisi kapatıldı. İki parti de açılan kapatma davaları ve Yargıtay’dan alınan uyarıların ardından kendilerini feshetti. Türkiye’de en son 2009 yılında Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un eş genel başkanlığı yaptığı Demokratik Toplum Partisi (DTP) kapatıldı ve siyasetçilere siyaset yasağı getirildi.
Türkiye’de genel seçimlere aylar kalmışken 15 Ekim 2012’de kurulan HDP’nin kapatılması davası devam ediyor. Diyarbakır, 31 Mart 2019’daki yerel seçimlerde kentte oyların yüzde 62.9’unu alan HDP’nin kalesi olarak kabul ediliyor. HDP’ye yönelik kapatılma davasının olası etkilerini partinin “kalesi” Diyarbakır’dan dinledik.
“Halk kapatılan partinin etrafında kenetlenir”
İlk olarak legal Kürt siyasetinin ilk büyükşehir belediye başkanı olan Feridun Çelik ile konuşuyoruz. Çelik, 1994’te kurulan ve 2003 yılında kapatılan Halkın Demokrasi Partisi’nden (HADEP) 1999 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş ve beş yıl boyunca görev yapmıştı.
Çelik’e göre HDP’nin kapatılması Diyarbakır halkını olumsuz etkilemez. Bunun sebebi de kentteki seçmenlerin daha önce de parti kapatmayla karşılaşmış olmaları. “Partinin kapatılması halkı partiden uzaklaştırmaz aksine etrafında kenetlenmesini sağlar” diyen Çelik, kapatılan her Kürt partisinin siyasete biraz daha büyüyerek döndüğünü savunuyor:
“Parti kapatmanın, partilileri tutuklamanın, birçok isme siyaset yasağı istemenin kimseye bir faydası olmaz. Bu haksızlığı, bu zulmü halkımız hiçbir zaman kabul etmedi, etmez de. Kürtlerin bu ülkeyi bölmek gibi bir derdi yok. Halk olmakla ilgili talepleri var ve bunlar demokratik bir sistem içerisinde çözüme kavuşturulabilir.”
“Parti kapatmanın faturası siyaseten AK Parti ve Erdoğan’a kesilir”
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Akademisyen Vahap Coşkun da Diyarbakır’ın da HDP seçmeninin de parti kapatmaya yabancı olmadığını ifade ediyor.
“Bu siyasi gelenek içerisinde daha önce defalarca parti kapatıldı. Ve bir parti kapatılması halinde nasıl davranılacağı konusunda hem parti yönetiminin hem de seçmenin bir tecrübesi var” diyen Coşkun’a göre parti kapatmanın HDP’den ziyade AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik negatif bir yansıması olur:
“Siyasi partilerin kapatılmasını reddederek siyasete atılmış bir AK Parti’nin HDP’nin kapatılmasında rol oynaması hiç kuşkusuz HDP seçmeni açısından dikkate alınır ve bunun siyaseten faturası kesilir. Hem parlamento seçimlerinde hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti bu durumdan ciddi manada zarar görür.”
HDP’nin kapatılmasının Diyarbakır’da Altılı Masa’ya da oy getirmeyeceğini savunan Coşkun, CHP, Deva ve Gelecek Partisi için asıl belirleyici olanın Kürt seçmene yönelik siyasetleri olduğunu söylüyor.
“HDP kapatıldı diye seçmen Deva, Gelecek ya da CHP’ye gitmez. Böyle bir durumda HDP seçmeni kendi partisinin etrafında kenetlenir” diyen Coşkun, muhalefet partilerinin Kürt seçmenden destek almak için Kürt seçmeninin taleplerini dikkate alan bir siyasal dil geliştirmek zorunda olduğu yorumunda bulunuyor.
“HDP seçmeni değil demokratik ve sivil siyaset darbe alır”
2010 -2012’de Kürt partisi Barış ve Demokrasi Partisi’nde (BDP), 2016–2018 yılları arasında ise HDP’de yöneticilik yapan Diyarbakır Barosu üyesi Diyar Çetedir de 1993’te kapatılan Kürt partisi HEP’i hatırlatarak şöyle konuşuyor:
“Partilerin kapatılması Kürt siyasetine hiçbir zaman oy kaybettirmedi. Aksine her kurulan yeni parti biraz daha güçlendi. Dolayısıyla demokratik zeminde çözüm isteyen HDP’nin kapatılması halkı oy verme açısından olumsuz etkilemez. Ancak demokrasiye olan inancı zedeler, demokratik ve sivil siyasete ise bir darbe olur.”
HDP seçmeninin, Diyarbakırlıların kapatılma davası iddianamesinde 451 isim için siyaset yasağı istenmesini de önemsemeyeceğini söyleyen Çetedir, “451 isme siyaset yasağı uygulanması sadece resmi işlemler için zorlaştırıcı bir durum olur” yorumunda bulunuyor:
“HDP geleneğinden gelen tüm siyasetçilere yasak getirilse dahi siyasi yasak getirilen isimlerin seçmen nezdinde olumlu karşılıkları vardır. DTP kapatıldığında Ahmet Türk’e de siyaset yasağı getirilmişti. Ancak hemen sonrasında Ahmet Türk’ün söylemleri Kürt seçmende karşılık buldu. Yani siyaset yasağı istenen siyasetçiler olası seçimlerde ‘şu adayı destekleyeceğiz’ dediğinde HDP seçmeni bu çağrıyı dikkate alır ve bu yönde oyunu verir.”
“Muhalefet sadece AKP’yi anlatıyor ama bize başka bir şey lazım”
Diyarbakır’ın Diclekent semtinde işletmecilik yapan ve güvenlik gerekçesiyle ismini vermek istemeyen bir Diyarbakırlı ise halkın legal siyasetten bir beklentisinin kalmadığını düşünüyor.
22 Temmuz 2007 seçimlerinde yüzde 10’luk seçim barajı nedeniyle Kürt partisi DTP ve üç sol parti tarafından kurulan bağımsız milletvekili bloku “Bin Umut Adayları”nı hatırlatan işletmeci, “HDP kapatılırsa bizim mahallede değişen bir şey olmaz” diyerek yine benzer şekilde bağımsız adayları ya da yeni kurulacak partiyi destekleyeceğini belirtiyor.
Kürtlerin artık bir “seçim barajı sorunu” olmadığını savunan işletmeciye göre, HDP’nin kapatılması durumunda Diyarbakır’daki HDP seçmeni AKP’ye gitmez. Bazı oyların CHP ve DEVA Partisi’ne kayabileceğini kaydeden Diyarbakırlı işletmeci, burada da muhalefetin tutum değişikliğine gitmemesi halinde çok büyük bir kayma yaşanmayacağını düşünüyor:
“Sadece AKP’nin sadece çaldıklarıyla ilgili konuşuyorlar ama bizim bunları duymaya ihtiyacımız yok. Bize başka bir şey lazım. Bu partilerin HDP tabanından, ortadaki kararsızlardan oy alabilmesi için 2016’daki çatışma dönemine dair bir şeyler anlatmaları gerekiyor. ‘Kürtler kardeşimizdir’ güzellemesi yapıyorlar ama Kürt sorunuyla ilgili bir ajandaları var mı kimse bilmiyor.”
“Evim yıkıldığından beri oy kullanmıyorum ama parti kapatılırsa inadına sandığa giderim”
2016 yılındaki çatışmalı dönemde ağır tahribat gören Sur’da yaşayan bir taksici ise bu çatışmalı dönemde evini kaybetmiş. Yıllarca yaşadığı mahallede kiracı durumuna düşmüş ve bu gerekçelerle HDP’ye de kızgın. 2016’daki çatışmalardan sonra seçimlerde oy kullanmamış.
HDP’ye açılan kapatma davasını “zulüm” olarak nitelendiren taksici, Kürtlerin siyaset yapmasına bile tahammül edilmediğine inanıyor:
“Zulüm gördüğümüz yetmiyormuş gibi şimdi de partimizi kapatmak istiyorlar. Kapatsınlar, ne olacak ki, partimizi kapatanlara mı oy vereceğiz. Ben evim yıkıldığından beri sandığa gitmiyorum ama parti kapatılırsa inadına sandığa giderim.”
“Yine ekecek bir ağacak buluruz”
Yine Sur’da yaşayan ve güvenlik nedeniyle isminin yazılmasını istemeyen bir kadın ise okuma yazma bilmediğindenönceki seçimlerden HDP’yi logosu üzerinden kodlayarak oy vermiş. “HDP kapatılırsa sizce ne olur” sorusuna partinin logosundaki ağacı kastederek cevap veriyor:
“Bir ağacı keserlerse yenisini ekeriz, ona oy veririz. Bizde ekecek fidan bitmez. Daha önce de kapattılar partileri ama biz yine vazgeçmedik yine partimiz kimi diyorsa ona oy verdik. Eğer seçimlerden önce partimiz kapatılırsa onların söyleyeceği isimlere gider oy veririz gözü kapalı. Ama partimizi kapatanlara, Sur’u yıkanlara oy vermeyiz.”
“HDP’nin kapatılması sadece tabelanın değişmesine neden olur”
Bir başka yaşlı amca ise kentteki HDP İl Başkanlığı binasının kapatıldığını hatırlatarak, “Bugün Diyarbakır gibi bir yerde HDP’nin il başkanlığı binası yok. Kapattılar. Biz bir partinin ismine ya da binasına oy vermiyoruz ki kendimize oy veriyoruz. Bunu kapatsalar ne olur, en fazla partimizin ismi ve tabelası değişir. Bizim oyumuz değişmez. Ama partimizi kapatanlara ve buna sessiz kalanlara, Kürtleri dışlayanlara bir yanıtımız olur” yorumunu yapıyor.
“HDP kapatılırsa AKP’li Kürtler de kendi partisinden uzaklaşır”
Yanındaki arkadaşı ise 70’li yaşlarında. 2002’den 2015’teki 7 Haziran seçimlerine kadar AKP’ye oy verdiğini söylüyor. 7 Haziran seçimlerinden iki gün önce 5 Haziran’da HDP mitingine yönelik bombalı saldırıdan sonra HDP’ye oy vermiş. AKP’nin desteklediği bazı yönleri olsa da eski bir AKP’li olarak parti kapatmaya karşı olduğunu söylüyor ve kendisi gibi bazı AKP’li Kürtlerin sırf bu nedenle AKP’den uzaklaşacağını savunuyor.
Yaklaşık 50 yaşlarında olan ve soy isminin yazılmasını istemeyen Hasan Bey ise CHP’li olduğunu vurgulayarak HDP’ye yönelik kapatma davasını doğru bulmadığını söylüyor. Hasan Bey’e göre muhalefetin de yaşananlara tepkisi yetersiz:
“Bir partinin kapatılmasına ses çıkarılmazsa nerede kaldı demokrasi. Hem HDP kapatılsa partinin oyları CHP’ye ya da bir başka partiye mi gidecek hayır. Oy verdiğim parti de dahil buna daha çok tepki göstermeli ki demokrasi mücadelesinde samimi olduklarına inanalım.”
Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Henüz abone olmadıysanız ücretsiz olarak abone olabilirsiniz.
Destek olmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com
Nida Kara, Freelance gazeteci @Kara__Nida
Erman Çete, Gazeteci @ermancete