İki ülke, bir kördüğüm: Türkiye'deki Fransız okullarının geleceği belirsiz
Türkiye uzmanı Didier Billion: Mesele yıllardır içten içe kaynıyor ancak Türkiye-Fransa ilişkilerinin akıcı olduğu dönemlerde durum kontrol altındaydı

İSTANBUL — Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze köklü bir mirasa sahip olan Fransız okulları, Türkiye’nin en seçkin eğitim kurumları arasında yer alıyor. Ancak Ankara ve İstanbul’da bulunan iki Fransız lisesinin geleceği Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle belirsizlikle karşı karşıya.
Fransa'nın Türkiye Kültür Ataşeliği, ülkedeki tüm eğitim kurumlarının yaz tatilinde olduğu bir dönemde Ankara’daki Charles de Gaulle Lisesi ve İstanbul’daki Pierre Loti Lisesi’nde okuyan öğrencilerin velilerine bir e-posta gönderdi. MEB ile devam eden müzakerelerin anlaşmazlıkla sonuçlandırıldığının bildirildiği 12 Temmuz tarihli e-postada, çifte vatandaşlar da dahil olmak üzere Türkiye vatandaşı olan tüm öğrencilerin 2024-2025 eğitim-öğretim yılında okullara kabul edilmeyeceği yazıyordu.
MEB, bu e-postadan 10 gün önce konsolosluğa sözlü bir nota vererek, belirli koşulların yerine getilmemesi halinde Türkiye nüfusuna kayıtlı öğrencilerin okullara devamının engellenmekle kalmayacağını, aynı zamanda bu öğrencilerin Türk okullarına nakledileceğini belirtmişti.
Çok sayıdaki veli devam eden görüşmeler hakkında önceden bilgi sahibi olmadığından, haber sert ve beklenmedikti. Okul yöneticilerinin, konsolosluğun, büyükelçiliğin ve hatta okul aile birliklerinin sessizliği velilerin endişesini daha da artırdı.
Bilgi paylaşmak amacıyla kurulan WhatsApp gruplarındaki sohbetler, kısa süre içinde neyle karşı karşıya olduklarını anlamaya çalışan endişeli velilerin yankı odalarına dönüştü.
Ardından 10 Ağustos'ta Milli Eğitim Bakanlığı daha iyimser bir açıklama yaparak her iki tarafın da kapsamlı bir eğitim planı üzerinde iş birliği yapmayı kabul ettiğini duyurdu. MEB açıklamasında, bu iki okulun geleceği, Fransa'da yaşayan Türk öğrencilerin Türkçe eğitim almasını da içeren bir dizi parametreyle ilişkilendiriliyordu. Amaç, müzakereleri Ocak 2025'e kadar hızlı bir şekilde sonuçlandırmaktı.
Turkey recap’in görüştüğü Fransız ve Türk yetkililer, diğer tarafın çözüm konusundaki kararlılığına dair güven ifade etmedi.
“Mesele yıllardır içten içe kaynıyor”
Eğitim kurumları üzerinden yürütülen tartışmalar aslında daha geniş anlamda Ankara-Paris ilişkilerinde süregelen gerilime işaret ediyor. Konuya yakın kaynaklar, koşullar farklı olsaydı konunun bugünkü seviyeye gelmeyeceğini söylüyor.
Uluslararası İlişkiler ve Stratejiler Enstitüsü (IRIS) Direktör Yardımcısı Didier Billion, Turkey recap'e verdiği demeçte “Bu mesele yıllardır içten içe kaynıyor” yorumunda bulunuyor.
“Bazılarını dost olarak gördüğüm birçok Fransız büyükelçi bana (konunun) her an patlayabileceğini söyledi” ifadesini kullanan Billion “Bence bu, Fransa ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin kötüleşmesinin bir ifadesidir” diye ekliyor.
Yeni dönem, yeni yönergeler, endişeli veliler
Fransız okulları 2024-2025 güz dönemine yeni yönergeler eşliğinde başladı. Geçici anlaşma doğrultusunda, çifte vatandaşlar da dahil olmak üzere Türkiye nüfusuna kayıtlı tüm öğrencilerin bu okullara kaydı durduruldu. Ayrıca okullar anlaşmaya varılıncaya kadar nakil gelen öğrencileri de kabul etmeyeceğini açıkladı.
Mevcut durumda yalnızca Ocak 2024'ten önce kaydolan öğrencilerin 2024-2025 akademik yılına devam etmelerine izin veriliyor. Ek olarak okula devam eden Türkiye vatandaşı öğrencilerin listesinin ve Fransız Yurt Dışı Eğitim Ajansı tarafından marka verilen okulların bilgilerinin Milli Eğitim Bakanlığı ile paylaşılmasına karar verildi. Bu kapsamda ilkokul birinci sınıfa başlamayı bekleyen 200'den fazla öğrenci de kayıt yaptıramadı.
Geçici anlaşma ile okullardaki "Türk dili, Türk kültürü, Türk edebiyatı, Türk tarihi ve coğrafya" derslerinin MEB’e bağlı öğretmenlerce verilmesi kararlaştırıldı. MEB’in yeni ofisler oluşturarak bu okullarda denetleme yapması da bekleniyordu. Ancak okullarda yeni sınıflarlar açılması için yapılan hazırlıklara ve öğrencilere yapılan bilgilendirmelere rağmen, anlaşma tam olarak uygulanmaya başlanmadı. Fransız Kültür Ataşesi'nin 7 Ekim'de, Türkiye makamlarının yeni sistemin yürürlüğe girmesini erteleme kararı aldığını açıklaması velilerin endişelerini daha da arttırdı.
Başlangıçta Fransız diplomatların çocukları için kurulmuş olan bu okulların her biri 1000’den fazla öğrenciye eğitim veriyor. Resmi olmayan rakamlara göre öğrencilerin yüzde 70’ini ise çifte vatandaşlar da dahil olmak üzere Türkiye nüfusuna kayıtlı kişiler oluşturuyor.
Turkey recap’in konuştuğu veliler ve Fransız iş insanları, Türkiye vatandaşlarının okula devam etmesinin engellenmesi halinde bu okulların yavaş ama kesin bir şekilde yok olacağını vurguluyor.
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi olarak görev yapan emekli diplomatlar Tahsin Burcuoğlu ve Osman Korutürk bu okulların geçmişten bu yana çok yoğun talep gördüğünü, görevde oldukları dönemde kayıt yaptıramayan velililerin sık sık kendilerine ulaşarak yardım rica ettiklerini ifade ediyor.
İsimlerinin açıklanmaması kaydıyla konuşan veliler, geçici anlaşmayı ve anlaşmanın uygulanmasının ertelenmesini sürece dair olumsuz işaretler olarak değerlendiriyor. Kızı çifte vatandaş olan bir veli okulun kapanma ihtimaline karşı şimdiden planlama yaptığını söylüyor:
“Sanki çaba göstermiyorlarmış gibi geliyor. Okulları kapatmaya karar vermişler gibi görünüyor.”
Bu duygu, müzakerelerin durgunlaştığını düşünen diğer birçok veli tarafından da paylaşılıyor. Fransa ve Türkiye’den konuya yakın kaynaklar da görüşmelerde çok az gelişme olduğunu belirtiyor. Türkiye kaynakları Fransız yetkililerin katılım düzeyinin azaldığını öne sürerken bir kaynak “Büyükelçiyi bir süredir görmüyoruz” ifadesini kullanıyor.
Turkey recap’in görüştüğü bir kaynak, MEB tarafından yapılması planlanan atamalara ilişkin bakanlığın 10 Ağustos tarihli açıklamasını işaret ediyor. MEB basın ofisinden bir yetkili ise “Görüşmeler devam ediyor” ifadesi dışında ayrıntı vermeyi reddediyor.
Gri alanlar
Kağıt üstünde, İstanbul'daki Pierre Loti ve Ankara'daki Charles de Gaulle liseleri yasal statüden yoksun gözüküyor. Fransız yasalarına göre kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak kategorize edilmelerine rağmen, Türkiye yasaları bu kurumlara bir statü tanımlamıyor. Bu durum, okulların denetimi açısından da pek çok gri alanı beraberinde getiriyor.
Turkey recap'in görüştüğü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kaynaklarına göre, Charles de Gaulle ve Pierre Loti'den mezun olan öğrenciler 2024 yılına kadar Türkiye’deki üniversite sınavına girebilirken, Milli Eğitim Bakanlığı'nca verilen denklik onayı değişkenlik gösteriyor. Fransa ve Türkiye yetkilileri arasında arzu edilen anlaşma sağlanıncaya dek bu gri alanların çözülmesi mümkün gözükmüyor.
Bir Fransız yetkili “İstek varsa çözüm yolu da vardır” diyerek Türk yetkililerin çözüm yolu bulunmasına yardımcı olmadığını öne sürüyor.
Bir ileri, iki geri
Fransız okullarının statüsüne ilişkin durum, iki ülke arasında uzun yıllardır devam eden bir müzakere konusu. Ankara Charles de Gaulle kampüsü açılışının 2010 yılında Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ve dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirilmesinin peşi sıra okulların yasallaştırılması ve vergiye uygun hale getirilmesi için bir anlaşma imzalanmış olsa da, halen yasal statü sorunu çözülebilmiş değil.
Sorunun çözülememesi üzerine 2018 yılında kampüsün kapatılmasına karar verildi. Dışişleri Bakanlığı'nın diplomatik müdahalesiyle konu yeniden müzakere masasına taşındı ve mütekabiliyet esasına dayalı bir çözüm hedeflendi. Bir süre ilerleyen müzakereler COVID-19 pandemisi nedeniyle sekteye uğradı.
Turkey recap’e bilgi veren Türkiye kaynakları, yinelenen çabalara rağmen görüşmelerin durduğunu belirtirken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, dönemin Eğitim Bakanı Gabriel Attal da dahil olmak üzere Fransız yetkililer tarafından “küçümsendiğini hissettiğini” aktarıyor.
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Kasım 2023’te Paris'te gerçekleştirilen 42. UNESCO Konferansı’nda Fransız yetkililer ile bir toplantı talep etti ancak bu talep lojistik sıkıntılar gerekçe gösterilerek kabul edilmedi. Fransız yetkililer tarafından önerilen yan toplantı talebi ise toplantıya katılmayan Bakan Tekin tarafından reddedildi.
Konuya yakın Fransız kaynaklara göre, bu aşamadan sonra medyada, Eğitim Bakanlığı'nın okulları kapatma niyetinin altını çizen bazı haberler yayınlandı. Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Isabelle Dumont duruma hızla müdahale ederek diplomatik çabaları tetikledi ve Ocak 2024'te ani bir kararla hareket edilmesini engelledi.
Kördüğüm
Ocak-Temmuz 2024 arasında Fransa'dan yapılan iki üst düzey ziyaret Türkiye'den karşılık bulmadı. Billion, durumun aleniliğinin Türkiye'nin artan hayal kırıklığını yansıttığına inanıyor. Türkiye yetkilileri Fransa'nın karşı teklifte bulunmamasından duydukları memnuniyetsizliği dile getirirken, Fransız kaynaklar herhangi bir yanıt alamadıkları üç ayrı teklif sunulduğunu iddia ediyor.
Türkiye’den bir yetkili “Fransızlar okulları kurtarmak için nüfuzlu velilere ve mezunlara güveniyor gibi görünüyor” ifadesini kullanarak devam ediyor:
“Ancak bu sonsuza kadar süremez. Tüm tekliflerimizi reddetmek yerine somut karşı teklifler sunmaları gerekiyor.”
Fransız yetkililer ise potansiyel çözümler önerdiklerini ancak herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirtiyor. Fransız kaynaklar, hükümet yanlısı medyada yer alan ve Bakanlığın okulları kapatma niyetini ima eden bir haberin kendilerini alarma geçirdiğini söylüyor.
“Proaktif yaklaşımları sayesinde” bazı müzakereler yürütüldüğünü ifade eden Fransız yetkililer bu müzakerelerin Haziran ortasında, Türkiye yetkililerinin o ana kadar tartışılan tüm önerilerin ötesine geçen bir anlaşma taslağı sunmasıyla gerilediğini ifade ediyor. Fransız yetkililer, MEB tarafından gönderilen 12 Temmuz tarihli sözlü notanın Fransa’nın Türkiye’nin teklifine yanıt vermemesi üzerinde gönderildiği ileri sürüyor.
Her iki taraf da Türkiye’nin temel taleplerini açıklamamış olsa da, Akşam gazetesi Ağustos ayında yayımladığı bir haberde, Türkiye'nin biri Paris'te diğeri Strazburg'da olmak üzere Fransa’da iki okul açmasına izin veren bir eğitim anlaşması imzalamak istediği öne sürüldü. Şartlar arasında zorunlu Türkçe dersleri ve tarih kitaplarından Türk karşıtı unsurların çıkarılması da yer alıyordu.
Daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a Türkiye ve Ukrayna konularında danışmanlık yapan Fransız Büyükelçi Dumont'un Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nı diğer büyükelçilerden daha sık ziyaret ettiği belirtiliyor.
Ancak kaynaklar, aşırı sağcı politikacı Marine Le Pen'in partisinin nüfuz kazanması ve Fransa’daki koalisyon hükümetine muhafazakâr bir başbakanın liderlik etmesi nedeniyle Fransa'daki mevcut siyasi iklimin müzakereleri zorlaştırdığını öne sürüyor.
Sorunun kökeni: Mütekabiliyet
Güçlüklere rağmen, Türkiye ve Fransa eğitim iş birliğini de içeren uzun süreli bir ilişkiye sahip. Fransız okulları tarihsel olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ders vermek üzere görevlendirilen öğretmenleri ağırlıyor.
Emekli Büyükelçi Tahsin Burcuoğlu, Fransızca bilen Türk öğretmenlerin Fransa'da Türk öğrencilerin bulunduğu okullara atandığını hatırlıyor.
“Bazı küçük sorunlar vardı” diyen Burcuoğlu, uygun sınıfların temininde güçlükler yaşandığını ancak sorunların Dışişleri Bakanlığı'na ya da Cumhurbaşkanlığı'na taşınmadan yerel düzeyde çözüldüğünü belirtiyor.
Fransız kaynaklar mütekabiliyet konusunun temel anlaşmazlık noktası olduğunu vurguluyor. “Türkiye'nin mütekabiliyet talebi anlaşılabilir ancak mevcut siyasi ortamda uygulanabilir değil” diyen Billion günümüz şartlarında Türkiye’nin Fransa’da, Fransız okullarının birebir kopyasını açmasının zor olacağını söylüyor.
“Fransa'da bir Türk okulunun adaptasyonun ve ihtimalinin olması gerekir. Neden Fransa'nın Fransız okullarına sahip olmaya hakkı olduğunu ancak tersinin yapılamayacağını anlamıyorum. Bu neo-sömürgeci bir pozisyon olur. Kabul edilemez” ifadesini kullanan Billion ancak bu karşılıklılığın “Fransa'da anlaşıldığı şekliyle laiklik açısından da bir sorun” teşkil edeceğini belirtiyor.
Bir Fransız yetkili, “Fransız pedagoji sistemi herhangi bir okul kitabını dayatmıyor, öğretmenler programı kendi yöntemleri ve destekleriyle ele alma özgürlüğüne sahipler” diyerek ekliyor:
“Ancak laiklik önemlidir. Öğrencileri din dersi almaya zorlayamazsınız.”
“Fransa her istediğini elde edemeyecek, aynı şey Türkler için de geçerli”
“İlişkilerin -az ya da çok- akıcı olduğu dönemlerde, durum kontrol altındaydı” diyen Didier Billion konuşmasının devamında şu ifadeleri kullanıyor:
“Geçmişte her iki taraf da durumun farkındaydı ancak bunu görmezden gelmeyi tercih etti. O zamanlar ilişkiler 'akıcıydı' ama son yıllarda özellikle iki cumhurbaşkanı arasında daha fazla gerilim yaşanıyor.”
Billion, ikili ilişkilerdeki gerilimin boyutunu “Türk yetkililerin Fransız mevkidaşlarını ağırlamaya devam etmek istemedikleri” yorumuyla açıklıyor.
İki Cumhurbaşkanı arasında yaşanan gerilimlere örnek olarak, Macron'un Türkiye'nin 2019'da Suriye'de başlattığı askeri operasyona NATO'nun verdiği yanıtı eleştirmesi ve Erdoğan'ın Fransız sömürgeciliğinin mirasına yönelik söylemleri gösterilebilir.
Fransız Büyükelçi Dumont'un Macron'a yakınlığı ilerleme kaydedilmesini kolaylaştırabilir. Ancak benzer konularda Almanya ile de müzakere yürütüldüğünü hatırlatan kaynaklar Türkiye’nin, Fransızlara nazaran Alman yetkililerin tavrından daha fazla etkilendiğini bildiriyor. Türkiye’deki yabancı okullar konusundaki müzakerelere sonradan dahil olan Almanya yetkilileri, önce kapsamlı bir teklif sundu ardından ileri düzey görüşmeler için Türkiye yetkililerini Berlin'e davet etti.
Bu haber için iletişime geçtiğimiz Alman kaynaklar yorum talebimize yanıt vermedi.
Türkiye yetkilileri, Fransa'daki Türk vatandaşları ve çifte vatandaşlar için Türkçe derslerinin olumlu bir adım olacağını ima ediyor. Fransız yetkililer ise Türk muhataplarının yaklaşımlarını yumuşatacaklarına ikna olmuş değiller ve okulların Türkiye vatandaşlarına kapatılabileceğinden endişe ediyorlar.
Türkiye ve Fransa'nın derin bağları ve 20 milyar Euro’yu aşan önemli ticaret hacmi, okul politikaları konusundaki anlaşmazlıklara yol açan siyasi güvensizlikle tezat oluşturuyor.
“Her iki tarafın da karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşmaya varmak için uzlaşmak zorunda kalabileceğini” dile getiren Billion çözüm konusunda iyimser olduğunu söylüyor.
“Yeniden inşa etmek, iki ülke arasında sınır tanımayan, rahat ve çok daha akıcı bir ilişkiyi yeniden kurmak için olumlu unsurları bulmalıyız” diyen Billion sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Bunun için her iki tarafın da müzakere etmesi ve ortada buluşması gerekiyor. Fransa her istediğini elde edemeyecek, aynı şey Türkler için de geçerli.”
Turkey recap, Türkiye gündeminden haberler sunarken aynı zamanda Türkiye'de haber yayıncılığını ve gazetecileri desteklemek ve hep birlikte üretmek amaçlarıyla kurulmuş bağımsız bir haber kaynağıdır.
Editoryal ekibimiz tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir dernek olan Kolektif Medya Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Turkey recap Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapar, derinlemesine analizler ve ülke gündemini özetleyen bültenler üretir.
Gonca Tokyol, Şef editör @goncatokyol
Diego Cupolo, Genel yayın yönetmeni @diegocupolo
Ingrid Woudwijk, Yönetici editör @deingrid
Damla Uğantaş, Türkçe editörü @damlaugantas
Emily Johnson, İngilizce editörü @emilyjohnson
Azra Ceylan, Ekonomi muhabiri @azraceylani