Nur Dalkaya’nın Hatay’ın merkezi Antakya’daki iki yıllık dubleks apartmanda bulunan dairesi 6 Şubat depremlerinin ardından “ağır hasarlı” olarak değerlendirildi. Normalde hasar tespitinde “ağır hasarlı” olarak rapor verilen binaların yıkılması gerekiyor ancak Dalkaya ve komşularının evinin kaderini devam eden dava süreci belirleyecek.
“Aslında binamız depreme dayanıklı yapıldı, biz depremden kaynaklı hasar almadık. Yandaki iki binadan biz hasar aldık” diyen Dalkaya 11 yıldır Hatay’da yaşıyor ve bir bale okulu vardı.
Dalkaya’nın “eski” Antakya’nın hâli vakti yerinde kabul edilen mahallelerinden birinde bulunan evinin Turkey recap ile paylaştığı fotoğraflarında da bitişik iki binanın eve doğru çöktüğü görülüyor.
Evindeki hasarın boyutuna ve bu hasarın sorumlusunun kim olduğuna dair soruları olduğunu söyleyen Dalkaya’nın araştırması da aslında bu soruların sonucu olarak Mart ayının sonunda başlamış. Dalkaya gerekli belgeleri topladıktan sonra evinin hasar tespit raporuna itiraz etmek üzere yasal süreci başlatmış.
“Çok şey dönüyor şu anda Antakya'da, o yüzden tam bir araştırma yapılmasını istedik” diyen Dalkaya, eğer evleri yıkılacaksa da ortada bir suç olduğunu belirterek ekliyor:
“O suçun karşılığında da ben iki yıllık binam birtakım kişilerin ellerinde yok olsun istemedim. Bir metreden para kazanmak için suç işleyen birine cezasını vermek istedim. Adalet istiyorum.”
6 Şubat depremleri Dalkaya ve diğer Antakyalılara olağanüstü bir acı yaşattı, ancak yaşadıkları tek yıkım depremlerin yarattığı değildi. Sağ kurtulanlar şimdi de uzun ve karmaşık yasal süreçlerle boğuşuyor.
Resmi süreçlerin takibi için güneşte, toz duman içinde ve bazen de ağlayarak devlet dairelerini dolaşmak zorunda kaldığını anlatırken Dalkaya’nın sesi titriyor ve “Bugüne kadar yurt dışına çıkmayı asla düşünmedim” diyor: “Ama... Ülkem çok kötü. Maalesef.. Hayatımda ilk defa yurt dışına çıkmayı düşündüm.”
Depremlerin en fazla yıkıma sebep olduğu Hatay’da birçok kişi, Dalkaya gibi hasar tespit raporuna itiraz ediyor. Yasal süreçleri devam ettiği için yıkılamayan yapıların etrafı, bir zamanlar enkaz yığınlarının yer aldığı boş arsalarla çevriliyor. Üzerlerinde ise, “Yıkmayın. Dava açtım!” gibi uyarılar var.
Hatay duvarlarında depremin ilk günlerinde beliren “Burada ceset var” gibi acılı mesajlar zamanla ”Geri döneceğiz Hatay” gibi umut dolu sloganlara dönmüştü. Bugünlerde Antakya’nın grafitileri çoğunlukla hasar tespit raporları ve ayakta kalan binalara dair yürütülen mahkeme süreçleriyle ilgili. Bir evde “Elleme” ibaresi görülürken, bazılarında “Mahkemeye başvuruldu” gibi mesajlar bulunuyor. Bazı yapıların üzerine ise tek bir kelime yazılmış: İtirazlı.
Turkey recap geçen haftalarda, hasar tespit raporlarına itiraz eden dört Hatay sakiniyle görüştü. Sakinler, devletin kararlarına ve çalışma sürecine yönelik şüphe ve güvensizlik hissettiklerini ifade ederken, bazıları da kış aylarında barınabilmek amacıyla evlerinin hasar tespit derecesini düşürmeye çalıştıklarını belirtti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkilileri, Turkey recap ile yaptıkları iki ayrı telefon konuşmasında, hasar tespit sürecinde problem yaşandığına dair iddiaları reddetti. Ancak, bağımsız uzmanlar ile saha çalışanları, hasar tespit çalışmalarının en azından bir kısmının daha profesyonel biçimde yapılması gerektiğini ve bazı hasar tespit raporlarının da yapıların gerçek durumunu yansıtmadığını belirtti.
Bunların sonucunda bir itiraz dalgası oluşurken, hakkında yasal süreç devam eden hiçbir bina, mahkeme kararı çıkana kadar yıkılamayacak. Uzmanlar enkaz kaldırma çalışmalarının mevcut hızına dayanarak, Hatay’ın tamamındaki enkazların kaldırılmasının en az bir yıl daha süreceğini tahmin ediyor.
Şehrin “normale” dönmesine yönelik tahminler ise daha da karamsar. Hataylıların büyük kısmı bu sürecin yıllar süreceğine inanırken, kentin yarı-normal bir yaşama dönmesine dair Turkey recap’in şimdiye kadar duyduğu en iyimser tahminse AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’dan geldi. Yayman, Hatay’da tüm temel ihtiyaçların tamamen karşılanabilmesi için iki yıla ve “görece normalliğe” dönmek için de artı iki yıla daha ihtiyaç olduğunu söyledi.
Hasar tespiti
Resmi rakamlara göre Türkiye ve Suriye’de 50,000’den fazla kişinin hayatını kaybettiği deprem felaketinin ardından bakanlık görevlileri ile akademisyenler ve inşaat mühendislerinden oluşan gönüllüler hasar tespiti yapmak üzere sahada çalışmaya başladı. İlk binalarda incelemeler yapılırken enkaz altındakilere yönelik arama ve kurtarma çalışmaları henüz sonlanmamıştı.
İlerleyen haftalarda 7,000’den fazla kişinin oluşturduğu ekipler deprem bölgesinde bulunan iki milyondan fazla yapıda hasar tespit çalışması yaptı.
Deprem bölgesindeki binalar, durumlarına göre üç kategoride sınıflandırılıyor: Az hasarlı, orta hasarlı ve ağır hasarlı. Bu sınıflandırmalar yalnızca binaların depremde gördüğü hasarı değerlendiriyor ve olası depremlere dayanıklılığına dair bir bilgi vermiyor.
Deprem bölgesindeki her yapıya beş basamaklı askı numaraları verildi. Depremlerin ardından bu numaralar ile düzenlenen resmi hasar tespit raporlarında yapının durumu ve hasar seviyesi belgelendi.
Tespit sırasında binaların yapısal elemanlarını inceleyen mühendisler hasar miktarını bildirdiler ve kullanıcıların binaları harita üzerinde tespit edebildikleri çevrimiçi sisteme her yapının fotoğraflarını yüklediler. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından belirlenen kriterler doğrultusunda saha ekipleri bulgularını sisteme girerken mülk sahipleri de e-devlet üzerinden hasar tespit raporlarını görüntüleyebildi.
Bakanlığın internet sitesindeki bilgilere göre ‘ağır hasarlı’ olduğu tespit edilen binalar için yıkım kararı alınıyor. ‘Orta hasarlı’ binalarda yeniden ikamet edilebilmesi için güçlendirme çalışmaları yapılması gerekiyor. ‘Hafif hasarlı’ binaların ise yapısal öğelerine zarar gelmediği için hiçbir değişiklik yapılmadan içine girilebiliyor ve ikamet edilebiliyor.
Ancak yapılan tespitlerin ardından verilen kararlara itiraz eden de birçok kişi var. Yasal süreci devam eden iki apartmanın vekili olan Gökay Gökdemir, binaların kaderini belirleyecek mahkeme kararı bekliyor. Gökdemir, Turkey recap’e yaptığı açıklamada amcasına ait iki katlı bina için yıkım kararı verildiğini, ancak bağımsız uzmanların bu tespite katılmadığını söylüyor.
Telefonda yaptığımız konuşmaya, “Benim amcam Almanya’da yaşıyor. Biliyorsunuz Almancılar çok sağlamcıdır. Yani Türkiye'de olsalar da oradaki kurallarla yaşarlar” diye başlayan Gökdemir, amcasının binanın inşası sırasında Alman standartlarına uyulması konusunda ısrar ettiğini anlatıyor.
Binanın güvenliğine olan inançları ailenin karara güvenmemelerine sebep olmuş ve incelemelerde bulunan mühendisler ile alınan bağımsız hasar tespit raporu da binanın ağır hasarlı olmadığını ortaya koymuş. Bu belgelerle birlikte mahkemeye başvuran Gökdemir, bu sırada da yıkım ekiplerinin herhangi bir hata yapmasını engellemek için amcasının evinin önüne bir “Yıkmayın” uyarısı asmış.
Binada gerekirse güçlendirme yapacaklarını, gerekirse de yıkmaktan çekinmeyeceklerini belirten Gökdemir, tek istediklerinin kapsamlı bir araştırma ve ikna edici sonuçlar olduğunu söylüyor.
Hatalar
İnşaat mühendisi Adnan Özçelik depremden etkilenen binalara yapılacak güçlendirme çalışmalarında danışmanlık veriyor ve üyesi olduğu Hatay İnşaat Mühendisleri Odası’nın hasar tespit eğitimlerine de katılmış. Özçelik, “azımsanamayacak kadar ciddi sayıda” hasar tespit raporunun hatalı olabileceğini söylüyor.
Turkey recap’e Temmuz ortasında verdiği mülakatta “Birçok hatalı sonuçla karşılaştım” diyen Özçelik’in ofisinin bulunduğu apartmanla ilgili de hatalı karar verilmiş. Duvarlarında çatlaklar olmasına kullanılır durumda olan apartmanla ilgili ilk olarak yanlış fotoğraflar sisteme yüklenmiş, ardından da aynı binadaki bazı komşular yandaki ağır hasarlı binada yaşıyor görüldüğü için kat maliklerinin bir kısmına binanın yıkılacağı bildirilmiş.
Özçelik, tespitlerde yaşanan sorunların bir kısmının hasar tespitini yapan kişilerin gelecekteki olası problemlerden ya da risklerden sorumlu olmak istememesinden kaynaklandığı değerlendirmesinde bulunuyor.
“Burayla ilgili vereceğim rapordan sonra benim başım belaya girer mi? Bu psikolojiyle sahaya çıkan arkadaşlar rapor yazdılar,” diyen Özçelik, bu nedenle de ağır hasarlı değerlendirmelerin arttığını savunuyor. Öte yandan, tam aksine bazı durumlarda ise hasar seviyesi olması gerekenin altında kalmış:
“Az hasarlı dedikleri binaların bazılarında da aslında ciddi hasarlar var. Ya görmemişler ya iyi incelememişler ya da vakıf değiller. Personel yetersizliğinden dolayı eğitimsizleri de sahaya sürdüler. Onun neticesinde maalesef bunları yaşadık.”
Türkiye İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) da depremden kısa süre sonra gerçekleştirilen hasar tespit çalışmalarında yer aldı. Odanın binlerce üyesi hasar tespit sürecinde gönüllü olarak çalıştı. İMO, 20 Mart’ta yayınladığı değerlendirme raporunda devlet yetkililerinin hasar tespit çalışmalarının hızlı bitirilmesi için baskı uyguladığını, bunun sonucunda da tespit raporlarının güvenilirliğinin zedelendiğini ifade etti.
Hasar tespit konusunda yetkin olmayan gönüllülerin çalışmalarda yer almasının da sonuçların güvenilirliğine zarar verdiği savunulan raporda, süreçte ortaya çıkan başka sorunlara da değinildi: Bazı durumlarda yapıların adresleri sisteme yanlış bildirilirken, bazı yapıların da hasar seviyesi sistemde yanlış belirtilmişti.
Hasar tespit çalışmalarına gönüllü olarak katılan bir inşaat mühendisi, ilk günlerde Hatay’a gidecek ekipler bulmanın büyük bir problem olduğunu söylüyor. İsminin gizli kalmasını isteyen inşaat mühendisi, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta da hasar tespit çalışmalarının ilk etabında yer almasına rağmen Antakya’ya ilk vardığında gördüğü sahneyi ‘distopik’ olarak nitelendiriyor:
“Herhangi bir koordinasyon yoktu. Nerede uyuyacağımızı ya da ne yiyeceğimizi bile bilmediğimiz için birçok kişi Hatay’a gelmek istemedi. O kadar az kişi için çok büyük bir felaketti.”
Antakya’ya gelen çoğu kişinin arabalarında uyuduğunu belirten mühendis, hasar tespit ekiplerinin çoğunun depremzedenin karşısına çıkan ilk resmi yetkililer olduklarını da sözlerine ekliyor.
Hasar tespit sürecinde herhangi bir sorun yaşanıp yaşanmadığı sorulduğundaysa da “Tabii ki” diye başlıyor ve devam ediyor:
“Aldığımız çok temel bir eğitimdi ve kullandığımız metotlar gözleme dayalıydı. Daha detaylı incelemeler yapılması gerekiyordu. Özellikle bazı binaların kaldırımından geçmeye bile korktuk, bırakın içine girmeyi. Bazı binalardan hala çatırdamalar geliyordu ve artçılar da devam ediyordu. Hiçbirimiz ölmek istemedik. Birçok tespit bu koşullarda yapıldı. Sistem birçok hatayla dolu ve hasar tespit süreci de bunun bir parçası.”
İtirazlar
Şehir merkezinde ve köylerde ağır hasarlı binaların enkaz kaldırma çalışması devam ederken Hatay Barosu, hasar tespit raporlarına yönelik binlerce itirazda bulunarak daha fazla kanıt toplanmasını talep etti.
Hatay’da 8.000’den fazla deprem sonrası soruşturmada taraf olduklarını söyleyen Baro Başkanı Cihat Açıkalın, Turkey recap’e yaptığı açıklamada, binalardaki yapısal hasarın sebebinin tespit edilmesi için daha detaylı incelemeler yapılması gerektiğini belirtiyor:
“Örneğin, diyelim ki siz binadaki bazı elemanları kestiniz ve bina depremde çöktü. Bunun sorumlusu kim? Deprem mi, siz misiniz, yoksa başka bir şey mi? Hukukçu olarak ben bunun kanıtlanmasını isterim.”
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre depremlerin sonucunda ülke genelinde 850,000 bağımsız konut yıkıldı ya da ağır hasarlı olduğu için yıkılacak. Bu bağımsız konutların 680,000’i konut olarak kullanılırken 170,000’i de ticari alandı.
Turkey recap’in soruları üzerine bakanlık, az ve orta hasarlı yapıların ya da hasar tespit raporlarına yönelik itirazların sayısına dair veri olmadığını açıkladı. Bir yetkili, hasar tespit sürecinde tutarsızlık olduğu yönündeki iddialar hakkında şu kısa açıklamada bulundu: “Tabii ki millet suçlamalarda bulunabilir ama yapılanlar doğru bir şekilde devam ediyor.”
Gerçekleştirilen ikinci bir görüşmede de bir başka yetkili, hasar tespit raporlarına yönelik itirazların bakanlığın gündeminde olmadığını belirterek, “Önemli bir konu olmasa gerek. Siz de ciddiye almayın. Bildiğim kadarıyla bu konuda bize yansıyan önemli bir şey olmadı, olduysa da sahada çözülmüştür” ifadelerini kullandı.
CHP Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ise kendi ekibinin, Hatay Valiliği’ndeki kaynaklarından elde ettiği detaylı bilgileri Turkey recap ile paylaştı ve 12 Ağustos itibariyle kentteki 57.043 ağır hasarlı binadan 17.250 tanesinin hem yıkıldığını hem de enkazlarının kaldırıldığını belirtti.
Yıldırım Kara’nın paylaştığı verilere göre Hatay’da deprem sonrasında 80,500 bina ya yıkıldı, ya da orta veya ağır hasarlı oldukları tespit edildi. CHP milletvekilinin tahminine göre, yıkılması gerektiği tespit edilen binaların aşağı yukarı yarısına enkaz kaldırma ekipleri henüz ulaşmamış.
Enkaz yığınlarının çoğunda bulunan zehirli maddelere dair endişelerini dile getiren Yıldırım Kara, yakın zamanda kendisiyle iletişime geçen kent sakinlerinin hasar tespit sürecine yönelik şüphelerini de ifade ettiklerini söylüyor.
Bazı sakinlerin itirazlarını hasar tespit sürecindeki tutarsızlıklara dayandırdığını belirten Yıldırım Kaya, bazı sakinlerin de itirazları kapsamında yapılara ve oluşan hasara yönelik ilave inceleme talep ettiğini paylaşıyor:
“Vatandaşlarımız hasar tespiti ile ilgili bir çok konuda bize ulaştı, öncelikle ilk gelen görevlilerin gözle temas ederek binanın dış görünüşü itibari ile yoklama ve denetim yaptığını, kararını verip gittiğini söylediler. Doğal olarak şüphe duyuyorlardı, emin değillerdi. Gerçek bir inceleme yapılıp yapılmadığına ilişkin tereddütler vardı.”
Tutarsız politikalar
Yıldırım Kara, hükümetin deprem bölgesinde ayakta kalan binalara yönelik politikalarındaki tutarsızlıkları da eleştiriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, depremlerden iki hafta sonra bölgedeki orta hasarlı binaların da yıkılacağını açıklamıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise orta hasarlı binaların bir yıl içinde güçlendirilmesi ve yıkılmamasını öngören yürürlükteki yönetmeliği uygulamaya devam etti.
Ancak Malatya’da Ağustos ayında gerçekleşen depremlerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, yasal bir değişiklik uygulamadan orta hasarlı yapıların da hemen yıkılması gerektiği açıklamasında bulundu. Bu haberin yayınladığı tarihte bu kararı yasalaştırmak için herhangi bir girişimde bulunulmamıştı.
Yıldırım Kara, hükümet yetkililerinin depremin ilk günlerinde orta hasarlı binaların yıkılacağını ifade etmesinin ardından insanların kapıları pencereleri dahil evlerindeki her şeyi söktüğünü belirtiyor:
“Ardından devlet orta hasarlı binaların güçlendirilmesi gerektiğini söyleyince insanlar ne yapacaklarını bilemez halde şaşkınlık içersinde evlerine tamirat yaptırabilmek için çaba sarf ettiler. Malatya’da meydana gelen deprem sonrasında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yeniden orta hasarlı evlerin çok yorgun olduğunu o yüzden yıkılması gerektiği ifade etti. Bu açıklama tam anlamıyla vatandaşlar arasında bir kaosa neden oldu. Ne yapacaklarını bilemez bir şekilde, sürecin nereye doğru evrileceğini merak ediyorlar.”
Antakya sakini Mete Aslan da binasının ağır hasarlı olduğu tespitine itiraz ettiğini, ancak itirazının bir sonucu olmadığını söylüyor.
“Ne diyebiliriz ki? Devletin verdiği karara karşı boynumuz büküktür” diyen Aslan, yine de insanların bu süreçte büyük zorluklar yaşadığını söylüyor:
“İnsanlar mağdur. Ben dahil yani hepimiz mağduruz ve siz de görüyorsunuz, bu sıcaklıkta gidip sıra bekliyoruz. Yok AFAD’a gidecekmişiz. Neymiş efendim sabah saat dörtte beşte gidecekmişiz, sıra bekleyecekmişiz, günde seksen kişi alıyorlarmış…
Bir sürü eziyet çektiriyorlar ki insanı bulandırıyorlar, bıktırıyorlar. Belli bir seviyeye kadar dayanıyorsun, ondan sonra ne olursa olsun diyorsun. Yani artık ne gidiyoruz, ne geliyoruz inanın bayağı böyle durumları kötü yani.”
Bu haber bülteni okuyucular tarafından Patreon ve Substack aracılığıyla desteklenmektedir.
Turkey recap, Türkiye'deki haber medyasını ve gazetecileri desteklemek ve geliştirmek amacıyla editör ekibimiz tarafından kurulan, İstanbul merkezli ve kar amacı gütmeyen Kolektif Medya Derneği çatısı altında faaliyet gösteren bağımsız bir haber platformudur.
Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com