Polisin, İçişleri Bakanının “bacak kırın” emrini biraz yanlış anladığı, yasal düzenlemeyle değil ama soğuktan örtündüğümüz bir haftanın ikinci gününde yine sizlerle birlikteyiz…
Kah yerilip kah övülen açıklamalara bu hafta, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kelamı baş koydu. Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü serbestliği ile ilgili yaptığı açıklamalar, birçok kesim tarafından pek çok farklı tepkiyle karşılandı.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Başörtüsüyle ilgili yasal ve anayasal bir değişikliğe biz varız. Bu konuda herhangi bir sıkıntımız yok" derken, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Başörtüsü üstündeki baskıyı kaldıran iktidar, başka yaşam tarzlarını ötekileştirdi" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Kapanmış yaraların üzerinde konuşmayı doğru bulmuyorum. Türkiye’nin çok acil çözüm bekleyen sorunları var” deyip konunun, Türkiye’nin aciliyeti olmadığını ifade ederken, TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, "Eğer siz başörtüsü serbestliğini bir kanuna bağlarsanız, bu özgürlüğün kaynağını bir kanun hükmüne dönüştürürseniz, o zaman bu kanunu ileride değiştirdiğinizde pekala bu özgürlüğü ortadan da kaldırabilirsiniz" dedi.
Ve elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan da eklemeler yapacaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu’na "Eğer samimiysen, eğer dürüstsen yasa değişikliğine zaten ihtiyacımız yok. Buyur gel anayasa değişikliğini yapalım" şeklinde seslendi.
Durum olması gerekenin yapılmasına gelince, elbette durum da ‘Türk aile yapısı’nı koruma adına LGTBİ+ bireylere de gelecekti. Erdoğan, "Son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular, aile yapımızı dejenere etmenin gayreti içine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız" dedi. Kılıçdaroğlu ise yanıt olarak yaptığı açıklamada, “Samimi değilsin. Zorbasın. Milletimiz görsün istedim ve sen gösterdin. Sen kim, "Özgürlükçü Anayasa" yapmak kim. Sen yasakçısın, sen gaddarsın. Asla şaşırtmazsın” ifadelerine yer verdi.
Kaç kara Ekim geçti
Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından birinin, 104 yurttaşımızın hayatını kaybettiği 10 Ekim 2015 Ankara Garı Katliamının 7. yıldönümüydü dün. Parçalanmış bedenlere siper olanlara saldıran polisler, saldırganların göz göre göre yaptığı plan, saygı duruşunda tekbir getiren futbol taraftarları…
Hepsi bu ülkede yaşandı. Ama katledilenleri anmak bile hâlâ yasak: Ankara’da katliam anması yalnızca “ailelere” serbest bırakılırken, aralarında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu yurttaşlar gözaltına alındı. TMMOB’un katliam için yaptığı anıt yarışmasına ve dikilmek istenen ağaçlara bile izin verilmediğini anlattı Emin Koramaz.
Öte yandan davada adı geçen IŞİD’lilerden birinin Konya Valisinin masasında kahvaltı eden “gazetecilerden”, Yeni Akit gazetesinin eski dağıtım müdürü Abdullah Külgecioğlu olduğu ortaya çıktı.
Zorbalığın vekaleti
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den sınır dışı edilmesinin 23. yılında, süreci protesto etmek için “Özgürlüğe yürüyoruz” adıyla dün birçok ilde düzenlenen yürüyüşler, izinsiz oldukları gerekçesiyle polis müdahalesiyle sonlandı. Müdahale sırasında HDP Iğdır milletvekili Habip Eksik'in ayağı kırıldı. İstanbul, Van, Hakkari, İzmir, Diyarbakır'da 138 kişi gözaltına alındı.
Hakkari Valiliği, müdahalenin ‘orantılı’ olduğunu belirtirken, ayağı kırılan vekilin ‘kendini yere atarak algı oluşturmaya çalıştığını’ iddia etti. HDP tarafından yapılan açıklamada, “İçişleri Bakanlığı, yurttaşları darp etmeye ve hatta öldürmeye yönelik emir, söylem ve politikalarla açık bir şekilde suç odağı olarak işlemektedir” ifadelerine yer verilirken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “Türkiye’de terörü araçsallaştırarak demokrasiyi istismarınıza asla izin verilmeyecektir” dedi.
Hala ‘Kürt Sorunu’ olduğunu düşünüyor musunuz? Yanıt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Parti Grup Toplantısı’nda “Bizim Kürt meselesi diye bir sorunumuz yok. Şu anda benim kabinemde iki tane Kürt arkadaşım var” meseleye açıklık getirdi.
Evvelini bilmeyen, ahirinden hesap sormasın
Fakat neyse ki, yargı/yaptırım sürecinin evveli de ahiri de bulutsuz bir havada doğan güneş kadar aşikar. Kadir Gecesi'nde sosyal medya hesabından yaptığı içkili paylaşım dolayısıyla eski Pegasus çalışanına, basit yargılama usulüne göre yargılandığı davada 3 ay 22 gün hapis cezası verildi.
Bir yargı örneği de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan. Bakan Soylu, emniyet güçlerine talimat verdiğini belirterek, "Uyuşturucu satıcısını bulduğunuz an ayaklarını kırın" dedi. Haftanın yaptırım örneğiyse İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) geliyor. İBB Tuna Kiremitçi, Adamlar, Sena Şener, Ahuzar gibi isimlerin konserlerini "Mevlit Kandili gerekçesiyle" son dakikada erteledi.
Sokağa çıkıldığı için ya da maske takılmadığı için cezaların havada uçtuğu zamanları hatırlıyor musunuz? İşte, oradan kalma bir cezanız vardıysa o artık yok Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’a göre.
Ailevi açılım
Alevilik Ali’yi sevmekse, kendisi en büyük Alevi olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan müjdeyi nihayet verdi: Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruluyor (hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde!) ve talep eden Alevi inanç liderlerine devlet kadro verecek.
Alevi kurumları ise açıklamayı ihtiyatla karşıladı. Örneğin Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez, kararın cemevlerine “kayyım” atanması anlamına geldiğini düşünüyor. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe ise “Devletin Alevisi olmayacağız,” dedi. Dersim Cemevi Başkanı Ali Ekber Yurt’a göreyse alınan karar bir “dönüm noktası.”
Alevi kurumlarının temel talepleri ise cemevlerinin yasal statüye kavuşması ve Diyanet’in lağvedilmesi.
Sinirsiz iktisat
Türkiye Ekonomi Modeli dünyada hem öncü, hem de diğer öncülerin ilk takipçilerinden. Makalesi yazılsa da okusak… Bakanımız Nureddin Nebati ise destan yazmaya devam ediyor.
Nöroiktisat açıklamalarıyla dalga geçenlere çatan Nebati, kelime oyunlarıyla eve ekmek götüren bizim gibilerin işini elinden alarak, “Nöro iktisat diye bir şey yok diyorlarsa ben ne yapayım, nörologlara gitsinler,” dedi. Neyse ki ekmeğimiz hâlâ elimizde, üstelik işsizlik oranı TÜİK’e göre tek hanelere düştü!
Ama DİSK-AR’a bakacak olursak, TÜİK’in işsiz sayısı İŞKUR’a kayıtlı işsiz sayısından daha az. Sendikalar TÜİK’e tepki gösterirken, CHP de rakamların izaha muhtaç olduğunu savundu.
Dahası da var
Yenebilir gaz: Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hele hele inşallah şöyle bu yıl sonu önümüzdeki yıl başı gibi Karadeniz’den doğalgazı da çıkardığımız anda buna doyum olmaz,” dedi.
Ekrem İmamoğlu bilet kesmeye başladı: İBB Başkanı, “Bu sene bitmeden 3 raylı sistem açılışımız var. Bu fırsatı kaçırmayın Sayın Cumhurbaşkanı. Zaten 7-8 ayınız kaldı. Önümüzdeki günlerdeki açılışlarımıza sizi davet ediyorum,” dedi.
Hızlı bir bakış
TSK’nın Katar’daki Dünya Kupası’nda görevlendirilmesine ilişkin tezkere kabul edildi (Sputnik Türkçe)
Kadıköy’deki patlamada 3 kişi yaşamını yitirdi, 1 kişi yaralandı (Haber Sol)
Metin Feyzioğlu, Lefkoşa Büyükelçiliğine atandı (Gazete Duvar)
Taraf davası yeniden görülecek: Baransu hakkında tahliye kararı (Diken)
Kızına cinsel istismarda bulunan erkeğe 30 yıl hapis (Gazete Karınca)
Almanya’ya giden doktor sayısı son 10 yılda 7 bin 500’ü aştı (T24)
Bahçeli: Seçim 18 Haziran 2022’de yapılacak (Serbestiyet)
Cenaze nakil aracında 144 kilo esrar bulundu (BirGün)
Yabancılar Türkiye’den ne kadar konut aldı? (Euronews)
Temmuz ayında Avrupa’da 2 bin sığınmacı çocuk kayboldu (BBC Türkçe)
Okumakta ısrar edenlere…
Düşman değiliz diyoruz, sesimizi duyuyor musunuz?
Selay Dalaklı Bianet için kaleme aldığı yazısında, Liderlerin ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı söylemleri ve kendi siyasi çıkarları için yükselttikleri gerilimin bireyler üzerinde etkisi olup olmadığını tartışıyor. “Türkiye ve Yunanistan’da, İstanbul ve Atina’da yaşayan iki yurttaşı birbirine “düşman” edebilecek ne olabilir?” (Bianet)
İran’da Mahsa Amini protestolarında hayatını kaybeden genç kadınlar
Haniya Ali, BBC Türkçe için çevrilen yazısında ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden Mahsa Amini için ülke genelinde düzenlenen protestolarda hayatını kaybeden genç kadınları ele alıyor. (BBC Türkçe)
Nekropolitika nedir?
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'nin 8 Ekim Cumartesi,, Şişli Nazım Hikmet Kültür Evi'nde düzenlediği, "Ölüye Saygı ve Adalet Konferansı"nın öğleden sonraki bölümünde "nekropolitika"/ "Ölüm siyaseti" masaya yatırıldı. (Bianet)
Türkiye’de antidepresan satışındaki artış toplumda ruh sağlığının bozulduğunun bir göstergesi mi?
Sağlık Bakanlığı’nın verileri, 2020’ye kadarki 11 yılda antidepresan kullanım miktarının yaklaşık yüzde 70 arttığını gösteriyor. Bakanlığın, 2020 yılına ait son sağlık istatistiklerine göre, 2009 yılında 1000 kişi başına günlük 29 antideprasan ilacı düşerken, bu oran 2020’de 49’a çıktı. (BBC Türkçe)
Peki ya önümüzdeki hafta?
12 Ekim Zuhal film gösterimi, Kıraathane Edebiyat Evi, 19.00
Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Bültenimize henüz abone olmadıysanız ücretsiz olarak abone olabilirsiniz.
Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com
Nida Kara, Freelance gazeteci/Editör @Kara__Nida
Erman Çete, Gazeteci @ermancete