Adaletin posasıyla yaşam sürdüğümüz ahir zamanda, “Seçim çalışmaları hız kesmeden devam ediyor” haber girişi klişesi de içerik değiştiriyor.
Geçtiğimiz hafta, Türk Tabipleri Birliği Başkanı (TTB) ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, "terör örgütü propagandası yapma" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama" iddialarıyla açtığı soruşturma kapsamında; ev baskınlarıyla 25 Ekim'de gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) ve JIN NEWS çalışanı 9 gazeteci ise “halkı kin ve düşmanlığa sevk edici içerikte haber yaptıkları” gerekçesiyle tutuklandı.
Tutuklamalar, pek çok kesim tarafından tepki çekti. Fincancı’nın tutuklanmasıyla ilgili olarak TTB, “Hekimliğin sorumluluğu yaşamdan yana olmaktır” derken, BM İnsan Hakları Özel Raportörü Mary Lawlor, Şebnem Korur Fincancı'nın gözaltına alınmasının kendisini derinden endişelendirdiğini, gelişmeleri yakından takip edeceğini açıkladı. Fincancı’nın gözaltına alınmasına dair açıklama yayınlayan 93 kuruluş ve girişimin, durumu tüm topluma yönelik bir gözdağı olduğunu belirtmesinin yanında, HDP Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, “Kimse bize postal yalayıcılığını demokratlık diye yutturmasın” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin tutuklanması da uluslararası kamuoyundan tepki gördü. Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye'nin gazetecileri hedef almak için terörle mücadele yasasını düzenli olarak kötüye kullandığını belirterek gözaltına alınan gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. AB Türkiye raportörü Nacho Sanchez-Amor’un, “Bu, Türkiye'de temel özgürlüklerin, özellikle de medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün daha da kötüye gittiğinin bir başka örneği" ifadelerinin yanında, İnsan Hakları Derneği (İHD) de gözaltıları Ankara Şubesi’nde protesto etti.
Devlet erki, tutuklamayı yeterli görmüyor. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hem TTB hem mimar ve mühendis odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da Fincancı'nın görevlerine son verilmesi, yerine yeni merkez konseyi başkanı ve üyelerinin seçilmesi talebiyle davaname hazırladı. Ayrıca, gözaltındaki gazeteciler 15 saat boyunca kelepçeli tutulduklarını belirtti. Avukatlar, Öznur Değer’in saçlarından sürüklenerek gözaltı aracına bindirildiğini, hastanede darp raporu verilmediğini söyledi.
Daha fazlası için: Gazeteciliği susturmak için sıra “dezenformasyon” taktiğinde (Bianet)
İktisadi göbek
Türkiye gazetesi ekonomi yazarı Necmettin Batırel, ülke ekonomisini “Hele açlık çekiliyor palavranın babası. Etrafınıza bakın, kadın-erkek herkes göbekli" ifadesiyle yurttaş göbeğinden biçtiğini belirtirken gündeme yansıyan haberler, durumun pek de öyle olmadığı yönünde.
Öyle ki, yoksulluk sınırı 24 bin 185 liraya ulaşırken, dış ticaret açığı Eylül ayında yüzde 268 arttı. Bunun yanında, ucuza çalıştırılan öğrenci sayısının arttığı belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ev sahipleri kiracıların zulmetti, yüksek kira uyguladı” açıklamasıyla durumun vehametini ifade etmek isterken, Kırşehir’de emekli bir polisin kirasını alamadığını öne sürerek kiracısını vurduğu haberi geldi.
İyi haberler de var elbet, ama sizin için olup olmadığı tartışılır. Kur korumalı mevduat sistemine dahil olan şirketlere sağlanan vergi avantajında süre uzatıldı. Ayrıca, Türkiye'ye turizm amaçlı gelen yabancıların gecelik ortalama harcaması sadece 62 dolar.
Daha fazlası için: Mevsimlik tarım işçilerinin bir günü: En mutlu olduğum an paydos ettiğim an (Gazete Duvar)
Jineolojik yaklaşımlar
Seçim tarihi yaklaştıkça teorik eğitime ağırlık vermeye başlayan siyasilerin söylemleri de bu minvalde şekilleniyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “PKK, bir kadın örgütüdür; 29 Ekim 2023 tarihinde Türkiye’de bir tek terörist kalmayacak” ifadelerini kullandı. Fakat ‘kadın sorunu’ teoriyle çözüme ulaşamayacak kadar karmaşık. Buna göre, Türkiye’deki muhtarların (kayyumlar da dahil) 49 bin 165’i erkek, 1120’si kadın.
Tüm bunlara rağmen, güzel şeyler de yaşanmıyor değil. İngiltere’de çalışanına şeftali emojisi gönderen yöneticiye 8.8 milyon lira para cezası verildi. Mis(s)placed Women? isimli katılımcı sanat projesiyle alakalı Bianet’e konuşan Arzu Yayıntaş ise, "Teşvikiye'de 'Erkeklere Laf Atma' performansı güçlendirici oldu. Kadıköy'de kadınlar için ses sınırlarımızı zorlayan çığlıklarla dolaştık. Galata'da eşarpları kafamızın üzerinde tutarak çığlıklarla geri geri yürüdük" diyor.
Daha fazlası için: Patriyarka: Ataerkil toplum nasıl doğdu, ortadan kalkar mı? (BBC Türkçe)
TOGG açın halinden anlamaz
Bir zamanlar, gerekirse tezek yakarız diyorduk, şimdi de ekmek bulamazsak şeftali kemirebiliriz: Yeni Şafak’ta yer alan habere göre, ilk arabası banttan inen ‘yerli otomobil’ TOGG, ‘şeftali yerine otomobil üretmek isteyen’ Türkiye’nin rüyasıydı ve gerçek oldu…
Şeftalinin togg tuttuğu ve diyet listelerinin gözde meyvesi olduğu göze çarpıyor. Ama evdeki hesap da çarşıya uymuyor: Maliyeti düşürmek için, TOGG’un vaat edilen kimi özelliklerinin devre dışı bırakıldığı ortaya çıktı.
CHP’li Zeynel Emre ise, TOGG CEO’su Gürcan Karakaş’ın geçen Aralık ayında dile getirdiği “Yüzde 51 yerlilik yakaladık” iddiasını hatırlatarak, “TOGG’un elektrikli motoru Alman Bosh, bataryası Çinli, şasisi İngiliz. Biz bu haliyle montajını yapmış oluyoruz” dedi.
Peki paradan haber var mı? Hürriyet’te yer alan habere göre, Mart 2023’te satışa çıkacak ilk elektrikli model C-SUV’un batarya menzili 300 km ve 500 km olan iki varyantı piyasaya çıkacak. 300 km’lik TOGG’un fiyatı ise 900 bin TL civarında olacak. Bakanların en azından 40 bin lira maaş aldığını düşünürsek, Nureddin Nebati’nin TOGG alabilmesi için şimdiden para biriktirmesi gerekiyor.
Daha fazlası için; Devlet-Çok Uluslu Şirket Ortaklığı Yoluyla Sanayileşme: Malezya’nın Milli Otomobil Projesinden Dersler (Mühendis ve Makina)
Cumhur ile Millet
Cumhuriyet seneye ‘dalya’ diyeceğinden olsa gerek, 99. yılında Cumhuriyet kutlamalarında coşku had safhadaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mustafa Kemal’i yad ederken “Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne çıkarmak’ için kesintisiz bir mücadele içindeyiz“ dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, Cumhuriyetin 100. yılının ‘gerçek vatanseverlerin iktidarında’ kutlanacağını söyledi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘milli iradeyi hiçe sayan bir avuç insana’ haddini bildireceğini söylerken, en ilginç ‘miting’ Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’tan geldi. Koç, ‘fabrika ayarlarına dönmek’ten bahsederken, sözlerini ‘Yaşasın laik Türkiye Cumhuriyeti!” diye bitirdi.
TRT spikeri Deniz Demir ise bakın ne hale düşürüldü: 29 Ekim günü sunduğu haberin sonunda ‘Bizi ümmet olmaktan çıkarıp birey olma bilincini, Cumhuriyet aydınlığı ilmini armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü’ anan Deniz Demir, başta AKP olmak üzere İslamcı kesimlerin tepkisini çekti.
AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci de konu hakkında konuşarak “Gereği yapıldı” dedi. Sosyal medyada Demir adına açılan bir hesapta spikerin TRT ile ilişiğinin kesildiği yazıldı, ancak Deniz Demir ilgili hesabın kendisine ait olmadığını açıkladı. Gazeteci Murat Ağırel de Demir’in kurumla ilişiğinin kesildiği iddialarını yalanladı.
Dahası da var
Che’nin çantasından şimdi ne çıkmış? AKP’den ayrılıp Vatan Partisi’ne geçen patron Ethem Sancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a demiş ki: “Sizinle Che Guevara arasındaki tek fark o namaz kılmıyordu, siz kılıyorsunuz.”
Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na göre ise Erdoğan 20 yıl önce Che imiş, muhtemelen artık değil.
Siz yine de bizim namusumuzla o kadar ilgilenmeyin: Verilerin kullanımı ve güvenliğine ilişkin konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ABD’nin Suriyelilere ilişkin verileri istediğini söyleyerek “Göçmen dahil, kişisel verilerin muhafazası hepimizin namusudur” dedi.
Hızlı bir bakış
Metropoll’ün kurucusu: ‘Erdoğan’ın rakibi olacak başkan adayını seçim kararı verilince açıklayacağız’ tavrı seçmene karşı kabul edilemez bir saygısızlık (T24)
Ahmet Tulgar hayatını kaybetti (Diken)
Çiftetelli çalmadığı için darp edilen müzisyen: Çalışamayacak durumdayım (Gazete Duvar)
Erdoğan Azerbaycan'a Karabağ savaşındaki desteğinin karşılığını alıyor (soL Haber)
Aysel Tuğluk tahliye edildi (BBC Türkçe)
Meclis’te suikast planı var, araştırma da soruşturma da yok (Gazete Karınca)
“2022’de 50 hasta mahpus hayatını kaybetti” (Bianet)
Beyoğlu’nda 212 yıllık Lebon pastanesi kapandı (Sputnik Türkiye)
Fetihtepe, Tokatköy, Tozkoparan: Kentsel dönüşüm neyi dönüştürüyor? (Bianet)
Türkiye’de eğitim kalitesinin düşmesi ve hayat pahalılığı gençleri açık liseye yönlendiriyor (Euronews)
Okumakta ısrar edenlere…
Herkesin bildiği sır: Sağlıkçılar arasında anestezik ilaç bağımlılığı
Türkiye'de Acil Tıp Uzmanları Derneği’nin raporuna göre 2009-2019 arasında aşırı doz ilaç sebebiyle 50 sağlık çalışanı odasında ölü bulundu. BBC Türkçe'ye konuşan uzmanlar sağlık çalışanları arasında bağımlılık sorunlarının, pandemide zorlaşan çalışma koşulları, tükenmişlik ve şiddet gibi nedenlerle arttığını söylüyor. Fundanur Öztürk ve Efe Öç’ün haberi. (BBC Türkçe)
Amasra’da iddialar ve yanıt bekleyen sorular
Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Bartın'ın Amasra ilçesindeki ocakta 41 madencinin ölümüne neden olan patlamanın üzerinden 11 gün geçti. Ancak madencilerin hayatına mal olan patlamanın nedeni, sorumluların kim olduğu, madenin teknik şartları hakkında henüz net bir bilgi kamuoyuyla paylaşılmadı. Patlamayla ilgili adli soruşturma devam ederken DW Türkçe, patlamayla ilgili iddiaları ve yanıt bekleyen soruları mercek altına aldı. (DW Türkçe)
Amasra’daki maden faciası soruşturmasında tutuklama (Gerçek Gündem)
Güney Afrika’nın Üç Asırlık Kolonyal Tarihi ve Mirası: Gökkuşağı Ulusunun Çatışma ve Barış Deneyimi
Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü’nün (DİSA) Adalet ve Barış İnşası Araştırma Programı çerçevesinde başlattığı Çatışma Çözümü ve Barış İnşası: Dünya Deneyimleri Serisi Projesi kapsamında 2020’de Sri Lanka, Guatemala ve Nepal, 2021’de ise Kolombiya, Meksika/Zapatistalar ve Ruanda vakalarına ilişkin raporlar yayınladık. Proje bu yıl Kamboçya, Sudan, Güney Afrika, Filipinler ve Endonezya vakalarıyla devam ediyor. (DİSA)
Aysel Tuğluk artık dışarıda, peki yaşatılanlar?
Gazete Karınca, Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un 2016 yılında tutuklanmasının ardından yaşanılanları derlemiş. “Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk, HDP Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdürürken, 26 Aralık 2016’da gözaltına alındı ve üç gün sonra tutuklandı. 13 Eylül 2017’de annesi Hatun Tuğluk’u kaybetti. Hatun Tuğluk’un cenazesi, vasiyeti üzerine Ergazi Pir Sultan Cem Evi’nde düzenlenen törenin ardından gömülmek üzere mezarlığına götürüldü. Ancak bir güruh, cenaze törenine saldırarak cenazeye ve katılanlara, “Burada şehit cenazesi var, buraya terörist cenazesi gömdürmeyiz” şeklinde ifadeler kullandı. (Gazete Karınca)
Peki ya önümüzdeki hafta?
3 Kasım Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi tarafından düzenlenen Arap Edebiyatında Yenilikçi Yaklaşımlar, saat: 19.00
5 Kasım Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi tarafından düzenlenen Aşk İçinde isimli atölye, saat: 13.00
Bültenimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Henüz abone olmadıysanız ücretsiz olarak abone olabilirsiniz.
Destek olmak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Önerilerinizi ve eleştirilerinizi bize iletin: info@turkeyrecap.com
Nida Kara, Freelance gazeteci/Editör @Kara__Nida
Erman Çete, Gazeteci @ermancete