Uzmanlar 2025 bütçesini yorumladı: Derinleşen eşitsizlik, artan enflasyon!
Dolaylı vergiler artırılırken, servet sahiplerinden alınması gereken yaklaşık 2.8 trilyon liradan vazgeçiliyor

ANKARA — Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 9 Aralık’ta başlayan bütçe görüşmelerinde sona gelindi. Hükümet, 20 Aralık’ta görüşmeleri sona erecek olan bütçenin esas hedefinin enflasyonla mücadele olduğunu belirtiyor. Ancak ekonomik krizden derinden etkilenen kesimlerin vergi artışları nedeniyle daha da zorlanacağını ve ülke genelindeki eşitsizliğin derinleşeceğini söyleyen uzmanlara göre bu bütçe ile tüketici fiyatlarındaki artışın önüne geçilmesi mümkün değil.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Kasım 2024 rakamlarına göre yıllık enflasyon yüzde 47,09. Enflasyona en büyük etkiyi yapan ürün grubu ise gıda ve alkolsüz içecekler. Ekonomik krizin derinleştiği bu atmosferde hükümet yetkilileri önceliklerinin enflasyonu kontrol altına almak olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da 2025 yılı bütçesini sunarken “Dezenflasyon sürecini temin edecek politika bileşimini sürdürerek, fiyat artışları hedeflenen patikaya gerileyene kadar bütün araçlarımızı enflasyonla mücadeleye katkı sağlayacak şekilde kullanacağız” dedi.
Turkey recap’e konuşan ekonomist Güldem Atabay bu hedefin gerçekleşmesinin zor olacağını belirtiyor. Gelecek yıl için konan bu hedefleri konuşabilmek için 2024’e bakmak gerektiğine dikkat çeken Atabay “2025’in bir mali disiplin bütçesi olması gerekiyor ama Kasım ayındaki gidişatta harcamalarda frene basılamadığı görülüyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bütçenin yaklaşık yüzde 1,8’ini deprem harcamalarının oluşturduğunu, diğer harcamaların ise yüzde 2,5 civarında olduğunu belirten Atabay “Genişlemeci bir bütçemiz var. Bu da enflasyon tarafına katkı vermeye devam ediyor” diyor.
Ekonomi gazetecisi Önder Doğan da Turkey recap’e yaptığı açıklamada enflasyon konusunda ortaya konan önlemlerin “vatandaşların gelirlerini reel olarak azaltıp iç talebi kısmaya yönelik olduğunu" söylüyor: “Bu önlemlerin kurbanı da elbette ücretle çalışanlar, emekliler, sosyal yardımla yaşayanlar…”
Devam eden bütçe sürecini “rahatsız edici” olarak nitelendiren Doğan, “Enflasyonun düşmesi çok mümkün değil” değerlendirmesinde bulunuyor. Vatandaşların enflasyon eğilimlerinde öngörülebilir bir düşüş olmadan ekonomik zorluklara katlandığını belirten Doğan, “Bunca ezaya, cezaya ve fedakarlığa rağmen enflasyonun daha da yükseleceğine tanıklık edeceğiz” diyor.
Süreç nasıl işliyor?
Türkiye’nin bütçesi 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiğinden bu yana Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanarak parlamentoya sunuluyor. 2025 Bütçesi de geçtiğimiz günlerde TBMM’nin önüne geldi.
Bütçe görüşmelerinde bakanlıklar ve üniversiteler gibi devlet kurumlarına bütçelerini savunma fırsatı veriliyor. Muhalefet partileri de görüşlerini aktarmak için söz alabiliyor. Ancak Meclis’te devam eden görüşmelere ekonomik değil politik tartışmalar damga vurmuş durumda.
Muhalefet partileri yoksulluğun artmasına tepki gösterip konuşmalarında bu konuya odaklanırken, iktidar koalisyonu ise bütçeyi mümkün olan en kısa sürede onaylamak istiyor. Meclisteki sandalye dağılımı dikkate alındığında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oylarıyla bütçenin kabul edileceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Bütçe nereye harcanıyor?
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre Türkiye, 2023 itibariyle 1,024 trilyon dolarlık Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile dünyanın en büyük 17. ekonomisi konumunda.
2025 bütçesinde giderler 14.731.000.000.000 TL, gelirler ise 12.800.000.000.000 TL olarak hesaplandı. Yani, hiçbir ek harcama yapılmasa ve bütçeye harfi harfine uyulsa dahi 2025 yılında bütçe 1,9 trilyon liradan fazla açık verecek.
Harcamalarda aslan payı, 1,452 trilyon TL ile Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrıldı. Her yıl tartışma konusu olan Cumhurbaşkanlığı bütçesi ise geçen yıla göre yüzde 38 artarak, 16,928 trilyon liraya yükseltildi. Bütçenin en önemli başlıklarından biri de savunma ve güvenlik harcamaları oldu. Bu harcamalar 1,6 trilyon TL’lik bütçe payı ile tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.
Şehir hastaneleri, bütçeden 104,6 milyar TL pay alırken, köprü ve otoyollara da 94,6 milyar TL ayrıldı. Yalnızca Avrasya Tüneli’ne 3 milyar TL garanti ödemesi yapılacak.
Ücretli çalışanların vergi yükü ağırlaşacak
Bütçede devletin en büyük gelir kapısını vergiler oluşturuyor. 2025 yılında vergilerden 11,139 trilyon TL gelir elde edilmesi öngörüyor. Bu rakam, vergi gelirlerinin 2024’e oranla neredeyse yüzde 50 artacağını gösteriyor.
Bütçeye göre, ücretli çalışanlardan toplanan gelir vergisinin toplam vergi gelirleri içindeki payı yaklaşık yüzde 20 olurken, kurumlar vergisi oranı yüzde 15'te kalıyor. Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi ve tüketim üzerinden alınan diğer dolaylı vergilerin payı ise yüzde 66 olarak belirleniyor.
Uzmanlar verginin ağırlığının sermaye sahipleri yerine, ücretli çalışanlara yüklemesinin bütçenin dengesizliğine işaret ettiğini belirtiyor. Zira bütçeye göre yatırım teşviki, prim desteği, AR-GE teşviki gibi yollarla servet sahiplerinden alınması gereken 2.8 trilyon TL civarında vergiden vazgeçiliyor.
Güldem Atabay’a göre çalışan açısından dolaylı vergi yükü “son derece ağır” olmaya devam edecek. Vergi kayıplarının çok yüksek olduğunu vurgulayan ekonomist şöyle devam ediyor:
“2018’den beri yaşadığımız ekonomik çalkantı döneminde bir taraf çok yara alırken, diğer tarafta oluşan muazzam rant üzerinden bir vergi planlaması yok. Bir vergi adaleti yok.”
Bütçenin “Geliri yeniden dağıtarak ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğini düzeltmeye yarayan bir araç” olduğunu vurgulayan Önder Doğan ise TBMM’ye sunulan bütçenin bu işlevi yerine getirmediğini ifade ediyor.
“Elimizdeki bütçe, vatandaşların dolaylı vergi yükünü artırıp, [bu gelirleri] faiz olarak rantiyeye aktarmaya dönük bir metindir” değerlendirmesinde bulunan Doğan, bu aktarımın “müteahhitlik ödemeleri, yap-işlet-devret, yap-kirala-devret, teşvik, vergi istisnası, muafiyet gibi yöntemlerle” yapılacağını savunuyor. Doğan sözlerini şöyle sonlandırıyor:
“Bu bütçe Meclise geldiği gibi taviz verilmeden uygulanacaksa, 2025 yılında emeklileri, kamu çalışanlarını ve ülkedeki diğer ücretli çalışanların yoksulluğunun daha da derinleştiğini göreceğiz.”
Turkey recap, Türkiye gündeminden haberler sunarken aynı zamanda Türkiye'de haber yayıncılığını ve gazetecileri desteklemek ve hep birlikte üretmek amaçlarıyla kurulmuş bağımsız bir haber kaynağıdır.
Editoryal ekibimiz tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen bir dernek olan Kolektif Medya Derneği bünyesinde faaliyet gösteren Turkey recap Türkçe ve İngilizce dillerinde yayın yapar, derinlemesine analizler ve ülke gündemini özetleyen bültenler üretir.
Gonca Tokyol, Şef editör @goncatokyol
Diego Cupolo, Genel yayın yönetmeni @diegocupolo
Ingrid Woudwijk, Yönetici editör @deingrid
Damla Uğantaş, Türkçe editörü @damlaugantas
Emily Johnson, İngilizce editörü @emilyjohnson
Azra Ceylan, Ekonomi muhabiri @azraceylani